Kitaplar
İman ve Küfür Muvazeneleri

münevver olan İslamiyetin terbiyesiyle tekemmül edip, insaniyet cihetinde, abdiyetin içinde bir sultansın ve cüz’iyetin içinde bir küllîsin, küçüklüğün içinde bir âlemsin. Ve hakaretin içinde, öyle makamın büyük ve daire-i nezaretin geniş bir nazırsın ki, diyebilirsin, “Benim Rabb-i Rahîmim, dünyayı bana bir hane yaptı; ay ve güneşi o haneme bir lamba ve baharı bir deste gül ve yazı bir sofra-i nimet ve hayvanı bana hizmetkâr yaptı; ve nebatatı, o hanemin ziynetli levazımatı yapmıştır.”

   Netice-i kelâm: Sen, eğer nefs ve şeytanı dinlersen, esfel-i sâfilîne düşersin. Eğer Hak ve Kur’an’ı dinlersen, âlâ-yı illiyyîne çıkar, kâinatın bir güzel takvimi olursun.

   BEŞİNCİ NÜKTE: İnsan, şu dünyaya bir memur ve misafir olarak gönderilmiş, çok ehemmiyetli istidat ona verilmiş; ve o istidata göre, ehemmiyetli vazifeler tevdi edilmiş. Ve insanı o gayeye ve o vazifelere çalıştırmak için, şiddetli teşvikler ve dehşetli tehditler edilmiş. Başka yerde izah ettiğimiz vazife-i insaniyetin ve ubudiyetin esasatını şurada icmal edeceğiz; tâ ki, ahsen-i takvim sırrı anlaşılsın.

   İşte, insan, şu kâinata geldikten sonra, iki cihet ile ubudiyeti var. Bir ciheti, gâibane bir surette bir ubudiyeti, bir tefekkürü var; diğeri; hâzırane muhataba suretinde bir ubudiyeti, bir münacatı vardır.

   Birinci vecih şudur ki: Kâinatta görünen saltanat-ı rububiyeti, itaatkârane tasdik edip, kemalâtına ve mehasinine hayretkârane nezaretidir. Sonra, esma-i kudsiye-i ilâhiyenin nukuşlarından ibaret olan bedi’ sanatları, birbirinin nazar-ı ibretlerine gösterip, dellâllık ve ilâncılıktır. Sonra, her biri birer gizli hazine-i maneviye hükmünde olan esma-i rabbaniyenin cevherlerini idrak terazisiyle tartmak, kalbin kıymetşinaslığı ile takdirkarane kıymet vermektir. Sonra, kalem-i kudretin mektubatı hükmünde olan mevcudat sahifelerini arz ve sema yapraklarını mütalâa edip, hayretkârane tefekkürdür. Sonra, şu mevcudattaki ziynetleri ve lâtif sanatları istihsankârane temâşâ etmekle, onların Fâtır-ı Zülcemalinin marifetine muhabbet etmek ve onların Sâni-i Zülkemalinin huzuruna çıkmaya ve iltifatına mazhar olmaya bir iştiyaktır.

Hata Bildirim Formu
Sayfalar
123456789101112131415161718192021222324252627282930313233343536373839404142434445464748495051525354555657585960616263646566676869707172737475767778798081828384858687888990919293949596979899100101102103104105106107108109110111112113114115116117118119120121122123124125126127128129130131132133134135136137138139140141142143144145146147148149150151152153154155156157158159160161162163164165166167168169170171172173174175176177178179180181182183184185186187188189190191192193194195196197198199200201202203204205206207208209210211212213214215216217218219220221222223224225226
Fihrist
Lügat