Cengawer: Cenkçi, yiğit, savaşan, muharip, iyi savaşçı.
Cennetteki Tuba ağacı.
Cîfgirewtiş: Nefes alma, dinlenme, istirahat
Ciwiyayene: Yaşamak
Cu: Hayat, yaşam
Çanqil: Asa, baston
Çat: Çatallaşma, ikiye ayrılma
Çek: Silah
Çiqlik: Kıvılcım
Çopale (m): Tokat, sille
Daha weşan: Daha güzelleri, daha iyileri
Daîm: Her vakit, sürekli, her zaman.
Dalalet: 1-İman ve İslâmiyetten ayrılmak, azmak, doğru yoldan ayrılma, azma, batıla yönelme. 2-Şaşkınlık.
Dar: 1-Koru ağaç 2- Sopa
Dare (m): Agaç
Dara încîre (m): İncir agacı
Daru: İlaç, derman
Darxeneqe (m): Darağacı
Dekutene: Dürtmek,
Dekuwenî: Dürtüyorlar.
Derece: 1-Basamak, artma veya yükselme basamağı. 2-Mertebe, kademe. 3-Değer, miktar. 4-Ölçü aletlerinde miktar belirten işaretlerden herbiri.
Dezge: 1-Dokuma aleti. 2-Genellikle dükkânlarda satıcıların önündeki uzun masa. 3-Satılacak malların üzerine serildiği uzunca masa ve sıra, ticaret masası, tezgah
Ebed: Sonu olmayan gelecek zaman, sonsuzluk, daîmilik.
Ebedul abad: 1-Ebedlerin ebedi, tükenmez, ebedi hayat, sonsuzluk. 2-Cennet.