Volkan Gazetesi,
Sayı: 101, 102, 103, 105
29 Mart 1325
11 Nisan 1909
Lemean-ı Hakikat ve İzale-i Şübehat
Vehim: “Sen bu hakayıkı çok tekrar ediyorsun, hem de aynı ibare ile.”
İrşad: Evvela, hakikat olduğu için tekrar ediyorum. Hakikat da ziya gibi usandırmaz. Hem de üç-dört makalede yazdım. Muterizler tecahül ettiler, gözlerine sokmak istiyorum. Çocuklara tekrar lâzımdır. Hem de bir meslek takip ettiğimi gösteriyorum. Bir mesleği takip edenler tekrara mecbur olurlar. Hem de bir şeyin esası atılsa, mükerreren irca-ı nazar lâzımdır. Mesleksiz olanlardır ki, her yola sapıyorlar. Bizim tarikimiz birdir. Lâkin Türkçe elfazından pek zengin değilim, bazı usandırıcı elfazı tekrar ediyorum.
Vehim: “Siz cemiyetinize İttihad-ı Muhammedî ünvanını vermişsiniz. Bundan, sureten müntesib olmayanlar evhama düşüyorlar. Başka bir ünvana tebdil etseniz ne olur?”
İrşad: İttihad-ı Muhammedî ikidir: Biri, aksa’l-maksaddır ki, umum mü’minler iman ile dahildir. Diğeri, onun tezahür ve tecellisine bilfiil hizmet eden cemiyettir ki, mukaddimesidir. Buna resmen intisab, şeriat-ı Ahmediye’nin ahkâm-ı münifesine müraate azm-i kat’î iledir. Bu azm ve tevbeye karşı taannüd edenler evhama düşüyorlar. Hem de bu cemiyetten maksad, ittihad-ı Muhammedî’yi tecelli ettirmektir. Ve o hakikat-ı sâkite ve sâkineyi ihtizaza getirmektir. Bu cemiyete gayet cazibedar ve cellâb bir ünvan lâzımdır ki; nur-u iman ile münevver olan muvahhidîni cezb edebilsin.