zira onların itminanı nokta-i diyanete istinad ettirmekledir.– ve en cebin ve âmî bir adamı en cesur ve has adam gibi hiss-i hakiki-i terakki ve fedakârlık ve hubb-u vatanla mütehassis eden ve hadim-i medeniyet olan sefahet ve israfat ve havaic-i gayr-i zaruriyeden bizi halâs eyleyen ve muhafaza-i ahiretle beraber imar-ı dünya etmekle sa’ye neşat veren ve hayat-ı medeniyet olan ahlâk-ı hasene ve hissiyat-ı ulviyenin düsturlarını ders veren ve her birinizi elli bin kişinin takaza-i hakkından tebrie eden ve sizi icma-ı ümmete küçük bir misal-i meşru gösteren ve sırr-ı niyete binaen âmâlinizi ibadet gibi telakki ettiren ve üç yüz milyonun hayat-ı maneviyesine kast-ı cinayetten sizi tahlis eden ol şeriat-ı garra ünvanıyla gösterseniz, bu kadar fevaidi tahsil ile beraber acaba ne gibi şeyi kaybedeceksiniz.
Eğer denilse: Acaba medeniyetin revabıtı ve fünundaki hakaikı şeriat-ı garrada nasıl çıkarılacak ve tatbik...?
Ben derim: Ulema-yı dinin efkâr-ı umumiyelerine müracaat ediniz ve ezhan-ı nukkada havale ediniz. Fahr olmasın derim ki, o külliyetten cüz’iyetim cihetiyle iddia ediyorum ki benden sual ediniz; medeniyetin mehasin-i hakikiyesini şeriat-ı garrada daha ekmelini göstereceğim ve fünundaki hakaik-i yakîniyenin hiçbir nusus-u katı’a-i İslâmiyeye muhalif olmadığını isbat edeceğim. Muhalefet ancak fünunun bazı nazariyat veyahut faraziyattadır ki, gençlerimiz tutî taklidi gibi, yakîn zannetmişler. Ve nususun bazı zevahir-i gayr-ı murad meyanında vuku bulur.
Ey mebuslar, Mecelletü’l-Ahkâm bir hüsn-ü misaldir. İslâmiyet sizden çok büyük şeyler bekliyor. Peygamber de zaman-ı saadette elini kaldırmış gibi size nida ediyor.