Kürd Teavün ve Terakki Gazetesi,
Sayı: 3, Sayfa 20-22
6 Kânun-ı evvel 1324
19 Aralık 1908
Bediüzzaman Said-i Kürdî’nin Mebusana Hitabı
ﻳَٓﺎ ﺍَﻳُّﻬَﺎ ﺍﻟْﻤَﺒْﻌُﻮﺛُﻮﻥَ ﺍِﻧَّﻜُﻢْ ﻟَﻤَﺒْﻌُﻮﺛُﻮﻥَ ﻟِﻴَﻮْﻡٍ ﻋَﻈِﻴﻢٍ
Ey mebusan-ı ahali, hukukullah tabir olunan menafi-i umumiyeyi bostan-ı medeniyette Mebus-u İlâhî’nin aynü’l-hayat şeriatıyla iska ediniz, tâ ki medeniyetimiz bu hayat ile gençliğini ebedileştirsin ve adalet-i ilâhiye de hakkıyla tezahür etsin. Zira adalet-i ilâhiye arş-ı şeriatta tecelli ediyor. Oradan nazil olan ahkâmı düsturu’l-amel yapınız; tâ ki hukukullahta izinsiz tasarruf lazım gelmesin. Sahib-i hakkın izni olmasa tasarruf caiz olmaz. İnsanlar hür oldular, lâkin yine ibadullahtırlar.
İstibdat denilen dîv-i derendenin pençe-i gaddarında hanım-ı hatime-i edyan, sükut ile ibka edilmiş idi. Şimdi ilbe, taht-ı medeniyette oturan ve efkâr-ı umumî denilen Süleyman-ı meşrutiyetin engüşt-i mübarekine, her hasiyet-i teshire malik nigin-i şeriat-ı garra lâyık görülecek. Evet bunu layık görünüz, fiilen de tebrik ve inkıyad ediniz. Bırakmayınız, meşrutiyetin yed-i adilânesine yakışan o seyfullah-ı beyzaya istibdadın pis pençesi ilişsin ve ağrazına vesile ederek o mübareki lekedar etmesin.