Hem de vahşet ve ihtilaf ve aşairlik ve hükümetsizliğin netaic-i zaruriyesi olan fenalıkları Kürdlere sebeb-i kemal olan "askerlik" mürafakatıyla illet-i tardiye gibi illet yapmak, bir büyük âlimin işlediği bir kabahat ile ilmi tezyif ve muzır bilmek gibidir. Şimdiye kadar "Hamidiye", o zayıf hükümet-i sabıkanın hudud-u mühimmini muhafaza ve düşman-ı vatanın tepesine bir asa-yı tehdit idi. Ve muhakkak olan çok mazarrat-ı adideye karşı bir sedd-i ahenin teşkil etmişlerdi. Hakimiyet-i milleti temin eden efkâr-ı umumiyenin düşman-ı bîamanı o gebermiş olan "istibdadı" ibka ve ilka-yı ihtilaf ile efkâr-ı umumiyeyi tefrika ile imha ve o efkâr-ı umumiyeyi tenvir ve taskil eden maarifi ifna ve imdad-ı cehalet ile itfa ettiğinden, şimdi dişleri dökülmüş olan eski hükümet büyük bir kabahat işlemiş ki, keffareti, kaç seneye kadar yeni hükümet-i âdile bizi imhal ve müsamaha etmekdir. Tâ ki kâfil-i hayat-ı millî ve muhafaza-i hukuk olan efkâr-ı umumiyeyi tevlid eden ittihadı ve o efkâr-ı umumiyenin dürbini ve seyf-i katıı ve menar-ı rehberi olan maarifi tesis etmeğe muvaffak olalım. Sonra ıslâh-ı hâl etmez isek, dünya kadar bizi muaheze etsinler. Kabahat hükümet-i zalimenindir; bizim de olsa, güneş garptan tulû etmediğinden tövbenin kapısı açıktır.
Hem de medeni ve özürsüz ve ahlâk ve hayat-ı hükümeti esasıyla sarsan sair ehl-i kabahat affolunsa, biz özr-ü cehalet için bittabi affa daha ziyade müstahak ve muhtacız. Kürdleri başka anasıra "kıyas-ı hadi ile kıyas" ile tatbik-i ahkâm ve terbiye etmek hatadır. Bir çocuk ne kadar zeki olsa, elifbayı okumadan ulûm-u âliye dersi verilemez.
Hülâsa: "Ehven-i şerri ihtiyar", bir adalet-i izafiyedir. İcaletü’r-rakib gibi yapılsın. Tâ ki, adalet-i hakikiyeye istidat peyda edilsin, vesselam.
Bediüzzaman-ı Kürdî