Kudsiyeti verecek içtimaî din ister.
Avamı çok düşünmüş ihsanlı, merhametli bir şeriat ister.
Demek, ister istemez dehalet edecek.
İslâmiyete teslim olacak, ya ölecek, bunu iyi bilmeli.
Eğer desen: Nedendir İslâmiyet pek garip düştü de zaif oldu,
izzeti de gaib oldu? Saadeti âfile-i tali’le gurub ettik.
Yıldız tulû etmedi? Derim: Onun sebebi,
Garba karşı istihsan, muhabbetimiz oldu.
biz menhus bir muhabbetle Garba teveccüh ettik.
Şems-i İslâmiyeti de guruba yüz tutturduk.
Garbdan şedid nefretle ne vakit yüz çevirip, şarka
bir muhabbetle cidden teveccüh ettik;
Şevket-i İslâmiyet kameri işrak eder, İslâmiyet şemsinden nuru alır,
dağıtır, hilâli teali eder. Aldandık, hata ettik.
muhabbeti haricde, husumeti dahilde sarfettik. Hem de düştük.
Kalkmak için lâzımdır bunları becayiş etmek. Hata ettik de gördük!
İslâmiyet, İnsaniyette Temin-i Müsalemet ve İ‘lâ-yı Kelimetullah İçin Cihad İster.
Cihad, Mertebe-i Şehadetin Nerdibanıdır
Âlem-i İslâm cihadı, zamanen iki yüz senelik, mekânen iki yüz günlük,
tedafüî bir harb ve darb cephesi daima vardı.
En son siper ise bu yeni senedir, hem Eskişehir idi.
Zalim kâfirin en son taarruzu da bu cephede de hemen kırıldı.
Bu harb, başka harbe benzemez.
Şu küçücük cephede muvakkat galebesi,
hakiki gaddar hasma zaferi temin etmez, boşa gider inadı.
Şarkta onun hayatı, şu İslâm kuvvetinin imha, mevtindendir.