cumhurun evhamına daim mübtela olur.
Onlarla da çarpışır, binden biri kurtulur.
Ey talib-i hidayet! Şu gururun başını ayak altına al, ez.
Hısn-ı hasîn-i iman cumhurun menhecine gel, teslim ile gir, gör, gez.
Günahkâr, hevaperest, rahat-ı kalbî için Cehennemi istemez.
Cehennem aleyhinde her şeyi alkışlıyor.
Bu arzuyla gitgide inkâra kadar gider.
Gıybetin Derece-i Şenaatı
أَيُحِبُّ أَحَدُكُمْ أَن يَأْكُلَ لَحْمَ أَخِيهِ مَيْتًا
Bu ayet-i kerime, şu altı kelime ile,
altı derece şiddetle gıybeti takbih eder,
zemmi zemmedip tevbih eder adamı.
Su gibi nüfuz eden kelimat-ı sittede istifhamî hemze ile der:
Aklına bir bak, böyle şer bir şeye cevaz, izin verir mi?
Müstakim aklın yoksa, kalbin içine bir bak.
Eğer kalbin var ise, böyle elîm bir şeye hiç muhabbet eder mi?
Selim kalbin yok ise vicdanına da bir bak.
Böyle kendi dişinle hem de kendi elini... hem çekersin elemi?
Parçalamak misali içtimaî hayatı ifsadına
vicdanın rû-yi rıza acaba böyle gösterir mi?
İçtimaî vicdanın, eğer o da olmazsa insaniyetine bak.
Böyle canavarvarî iftirasa iştiha, arzu hiç gelir mi?
İnsaniyetin olmazsa rikkat-i cinsiyene, karabet-i rahmiyene bak.