İtkan kat’an gösterir, bir kısmı vasıtasız;
kısmen vasıta ile, kısmen vesaitiyle olmamıştır icadı.
İnsanda ihtiyar var, zira eserinde noksan var.
İtkansızlık gösterir: Cebir yok, ihtiyar var; o teklifin imadı.
Beşerin ihtiyarı bir vasıtadır, fakat itibarî eşyada,
nisbî olan şuunda vahdet rıza gösterdi, hikmet böyle istedi.
Şayan-ı temaşadır, cüz’î bir ihtiyarın tavassut etmesiyle
akıl ve zekâ eseri olan bir insan şehri içindeki efradı
cemaat, intizamca geridir, hiçbir vakit yetişmedi, yetişmez
vahiy ve ilham semeri bir arı kovanına, ondaki cemiyete, hem onların efradı.
Hem arılar meşher-i sanatları bir petek, hüceyrat şehri olan
bir nar ve cilnardan intizamca geridir, sebebi de ihtiyardı.
Demek cazibe-i umumî hangi kalem yazmıştır,
cevahir-i ferde de küçücük cazibeler o kalemden damladı, zerrelere serpildi.
İslâmiyet Evliyalara, Nasraniyet Azizlerine,
Tarz-ı Nazarlarını Muvazene
İslâmiyet şiarı ﻟﺎَ ﺧَﺎﻟِﻖَ ﺍِﻟﺎَّ ﻫُﻮَ vesait ve esbabın
hakiki tesirini kabul etmez, tanımaz.
Vasıtaya bakıyor bir nazar-ı harfî ile,
akide-i tevhidî ona öyle göstermiş.
Vazife-i teslimî onu öyle sevk etmiş.
Mertebe-i tevekkül o dersini veriyor.