Karılar Yuvalarından Çıkıp Beşeri Yoldan Çıkarmış; Yuvalarına Dönmeli
ﺍِﺫَﺍ ﺗَﺎَﻧَّﺚَ ﺍﻟﺮِّﺟَﺎﻝُ ﺍﻟﺴُّﻔَﻬَٓﺎﺀُ ﺑِﺎﻟْﻬَﻮَﺳَﺎﺕِ
ﺍِﺫًﺍ ﺗَﺮَﺟَّﻞَ ﺍﻟﻨِّﺴَٓﺎﺀُ ﺍﻟﻨَّﺎﺷِﺰَﺍﺕُ ﺑِﺎﻟْﻮَﻗَﺎﺣَﺎﺕِ
Mimsiz medeniyet, taife-i nisâyı yuvalardan uçurmuş,
hürmetleri de kırmış, mebzul metaı yapmış.
Şer’-i İslâm onları rahmeten davet eder eski yuvalarına.
Hürmetleri orada, rahatları evlerde, hayat-ı ailede.
Temizlik ziynetleri, haşmetleri, hüsn-ü hulk;
lütf-u cemali ismet, hüsn-ü kemali şefkat, eğlencesi evlâdı.
Bunca esbab-ı ifsad, demir sebat kararı lâzımdır tâ dayansın.
Bir meclis-i ihvanda, güzel karı girdikçe riya ile rekabet,
hased ile hodgâmlık debretir damarları!
Yatmış olan hevesat, birdenbire uyanır.
Taife-i nisâda serbestî inkişafı,
sebeb olmuş beşerde ahlâk-ı seyyienin birdenbire inkişafı.
Şu medenî beşerin hırçınlaşmış ruhunda,
şu suretler denilen küçük cenazelerin, mütebessim meyyitlerin rolleri
pek azimdir; hem müdhiştir tesiri (Haşiye)
Memnu’ heykel, suretler: Ya zulm-ü mütehaccir, ya mütecessid riya,
ya müncemid hevesdir, ya tılsımdır; celbeder o habis ervahları.