O da bizden aldırdı müterakim zekâtı, haramdan da kurtardı.
Amel, cins-i cezadır. Ceza, cins-i ameldir. Salih amel ikiydi:
Biri müsbet ve ihtiyarî; biri menfi, ıztırarî.
Bütün âlâm, mesaib, a’mâl-i salihadır; lâkin menfidir, ıztırarî.
Hadis teselli verdi. Bu millet-i günahkâr kanıyla abdest aldı.
Fiilî bir tevbe etti.
Mükâfat-ı âcili, şu milletin humsu dört milyonu çıkardı derece-i velâyet,
mertebe-i şehadet ile gazilik verdi, günahı sildi.
Bu meclis-i misalî, bu sözü tahsin etti.
Ben de birden uyandım, belki yakaza ile yeni yattım.
Bence yakaza rüyadır. Rüya bir nevi yakazadır.
Orada asrın vekili, burada Said-i Kürdî...
Paslanmış Hüda Yine Elmastır
Hüda-yı İslâmiyet, paslanmıştı hevâ ile.
Dehâ-yı medeniyet, cilâlanmış hevesle.
Çendan paslanmış olsa bir elmas-ı bîhemta,
Bir cam-ı mücellâya müreccahtır daima.
O elmasa nakşolmuş olan hatt-ı semavî,
Maddîlerin gözü görmez o nakş-ı yekta.
Hem de onu okumaz. Maddîler, her bir şeyi madde içinde arar.
Böylelerin akılları gözlerinde yerleşir.
Akılları gözleşir, maneviyatı görmez. Manada göz kör olur.
Cehil, Mecazı Eline Alsa Hakikat Yapar
İlmin elinden eğer cehlin eline düşse mecaz,
eder inkılâb hakikate, hem açar hurâfâta kapılar.