Menfaatı Esas Tutan Siyaset, Canavardır
Menfaat üzere çarhı kurulmuş olan siyaset-i hâzıra; müfterisdir, canavar.
Aç olan canavara karşı tahabbüb etsen; merhametini değil, iştihasını açar.
Sonra döner, geliyor; tırnağının, hem dişinin kirasını senden ister.
Kuva-yı İnsaniye Tahdid Edilmediğinden Cinâyâtı Büyük Olur
Hayvanın hilâfına, insandaki kuvveler fıtrî tahdid olmamış.
Onda çıkan hayr ü şer, lâyetenahî gider.
Onda olan hodgâmlık, bundan çıkan hodbinlik, gurur, inad birleşse;
öyle günah oluyor ki beşer şimdiye kadar, ona isim bulmamış.
Cehennemin lüzumuna delil olduğu gibi, cezası da yalnız Cehennem olabilir.
Hem meselâ: Bir adam tek yalancı sözünü doğru göstermek için,
İslâmın felâketini kalben arzu eder.
Şu zaman da gösterdi: Cehennem lüzumsuz olmaz, Cennet ucuz değildir.
Bazen Hayır, Şerre Vasıta Olur
Havasdaki meziyet, filhakika sebeptir tevazu, mahviyete;
olmuş maatteessüf sebeb-i tahakküme, tekebbüre hem illet.
Fakirlerdeki aczi; âmilerdeki fakrı, filhakika sebeptir ihsan ve merhamete.
Lâkin maatteeessüf müncer olmuştur şimdi, zillet ve esarete.
Bir şeyde hasıl olan mehasin ve şerefse;
havas ve rüesaya o şey peşkeş edilir.
O şeyden neş’et eden seyyiat ve şer ise;
efrad ve hem avama, taksim, tevzi edilir.
Aşiret-i gâlibde hasıl olan şerefse: “Hasan Ağa, aferin!”
Hasıl olan şer ise, efrada olur nefrin. Beşerde şerr-i hazin!.