بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحٖيمِ
اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ
وَالصَّلٰوةُ عَلٰى سَيِّدِ الْمُرْسَلِينَ وَعَلٰۤى اٰلِهِ وَصَحْبِهِ اَجْمَعِينَ
Sebep Sırf Zahirîdir
İzzet-i azamet ister ki; esbab-ı tabii
perdedar-ı dest-i kudret ola aklın nazarında.
Tevhid ve celâl ister ki; esbab-ı tabii
damenkeş-i (Haşiye) tesir-i hakiki ola kudret eserinde.
Vücud, Âlem-i Cismanîde Münhasır Değil
Vücudun hasra gelmez muhtelif envaını
münhasır olmaz, sıkışmaz şu şehadet âleminde.
Âlem-i cismanî bir tenteneli perde gibi
şule-feşan gaybî avalim üzerinde.
Kalem-i Kudrette İttihad, Tevhidi İlân Eder
Eser-i itkan-ı sanat, fıtratın her köşesinde
bilbedahe reddeder esbabının icadını.
Nakş-ı kilk-i ayn-ı kudret; hilkatın her noktasında
bizzarure reddeder vesaitin vücudunu.