Bir kısmı da ihya-yı emvat, hastaları teşfiyeye aittir. Bunun gibi pek çok aksamı, esanid-i sahiha ile kütüb-ü muhakkikîn tamamıyla beyan etmişlerdir. Onun için iktisar ettik. Kadı Iyaz Şifa-i Şerif’inde, Kastallâni Mevahib-i Ledünniye’de mucizatı güzel tafsil etmişlerdir. جَزَاهُمُ اللهُ خَيْرًا
Ey kari’-i müteharri-i hakikat! Geniş bir fikir ile, müteyakkız bir nazar ile yedi şuaatı birden muhit bir daire veya müstedir bir sur gibi nazara al. Nübüvvet-i Ahmediye’yi içinde merkez gibi temaşa et. Tâ ki bir taraftan hücum eden evhamı, mütecavip olan cevanib-i saire def edebilsin.
İşte şu halde, Japonların suali olan
مَا الدَّلِيلُ الْوَاضِحُ عَلٰى وُجُودِ وَوَحْدَةِ اْلاِلٰهِ الَّذِى تَدْعُونَنَا اِلَيْهِ
'e karşı cevaben derim. İşte:
Birinci Bürhan: Muhammed aleyhissalâtü vesselâm.
İkincisi: İşte bütün kâinât zerratıyla..
ﺗَﺎَﻣَّﻞْ ﺳُﻄُﻮﺭَ ﺍﻟْﻜَٓﺎﺋِﻨَﺎﺕِ ﻓَﺎِﻧَّﻬَﺎ * ﻣِﻦَ ﺍﻟْﻤَﻠَﺎِ ﺍﻟْﺎَﻋْﻠَﻰ ﺍِﻟَﻴْﻚَ ﺭَﺳَٓﺎﺋِﻞُ
Kitab-ı âlemin evrakıdır eb’âd-ı nâmahdud
Sutûr-u hâdisât-ı dehrdir a’sâr-ı nâma’dud
Basılmış dest-gâh-ı levh-i mahfuz-u hakikatte
Mücessem lafz-ı manidardır âlemde her mevcud. (Tahsin)