Üçüncü menba: Lafzı cihetiyle pek çok ve usûl-ü Arabiyece sahih ve nazar-ı belâgatta müstahsen ve hikmet-i teşriiyeye münasib pek vâsi vücuh ve ihtimalâtın şümulünden...
Ve mana cihetiyle meşarib-i evliya, ezvak-ı ârifîn, mezahib-i salikîn, mesalik-i fukaha, turuk-u mütekellimîn ihatasından...
Ve ahkâm cihetiyle hakaik-i ahval.. desatir-i saadet-i dâreyn.. vesail-i terbiye.. revabıt-ı hayat-ı içtimaiyenin istiabından..
Ve ilmî cihetiyle ulûm-u kevniye, ulûm-u ilâhiyeye istiğrakından...
Ve makasıd cihetiyle muvazenet ve ıttırad ve desatir-i fıtrata mutabakatından neşet eden câmiiyet-i harikulâdedir.
Dördüncü unsur: Her asrın derece-i fehm ve edebine ve her asırdaki tabakatın derece-i istidat ve kabiliyetine ifaza-i nur.. her bir asırda ve her asırdaki her bir tabakaya kapısı küşade.. ve her birisini irza etmekle hasıl olan harikulâde tazeliğiyle ihatasıdır.
Beşinci menba: Nakil cihetiyle ihbar-ı evvelîn ve âhirîn; hakaik-i gayb ve şehadet; serair-i ilâhiye, revabıt-ı kevniyeye dair hikâyatıdır ki, ne vaki, ne akıl ve mantık onu kabul etmese de tekzib edememiş. Kütüb-ü sabıkanın ittifakından musaddıkane, ihtilâfî yerlerde musahhihane hikâyatından neşet eden ihbârat-ı sadıkasıdır.
Altıncı unsur: Tazammun ettiği ve tesis ettiği din-i İslâm’dır ki, onun misline ne mazi muktedir olmuş, ne müstakbel muktedir olabilir.
Yedinci menba: Şu altı menbadan çıkan envar-i sittenin imtizacından tevellüd eden, hüsn-ü hakikiden hasıl olan zevk-i i’cazdır ki, hadsen bilinir; tabirine lisan ve fikir kasırdır.