Tabaka-i süflâdan, tabaka-i ulyaya karşı ihtiram, itaat, tahabbüb yerine, yalnız ihtilâl sadâsı, hased sayhası, kin enini, nefret velvelesi, intikam feryadı yükselip, işitilir.
Tabaka-i ulyadan, tabaka-i süflâya merhamet, ihsan ve taltife bedel yalnız zulmün ateşi, tahakkümün sâikası, tahkirin ra’dı iniyor.
İşte bu hâlet-i ruhiyedendir ki, sebeb-i tevazu ve terahhum olan havasdaki meziyet, tekebbür ve gurura sebep olmuştur. Şefkate, acımaya ve yardıma sebeb olan fukara aczi, avamın fakrı; esaretlerine, sefaletlerine sebeb olmuştur.
Eğer şahid ister isen, âlem-i medenînin fesad ve rezaletine bak, zaman çok şahidleri gösterecektir.
Elhasıl: Tabakatın musalâhası, birbirine yakınlaştırmasının çare-i yegânesi, erkân-ı İslâmiyetten olan zekâtı, heyet-i içtimaiyenin tedvirine vasi, âli düstur ittihaz etmektir. İslâmiyette en büyük kebire olan ribayı vesailiyle ilga etmektir. Adalet-i Kur’aniye âlem kapısında durup, ribaya “yasaktır, girmeye hakkın yoktur” der.
Zaman ihtiyarlandıkça Kur’an gençleşiyor, rumuzu tavazzuh ediyor.
Meselâ: اِنْ يَكُنْ مِنْكُمْ عِشْرُونَ ilâ ahir...
Meselâ: تَجْرِى فِى الْبَحْرِ ilâ ahir...
Meselâ: قُتِلَ أَصْحَابُ اْلاُخْدُودِ ilâ ahir... Meselâ... Meselâ... Meselâ...ilâ ahir...