S— Tenkidi nasıl görüyorsun? Hususan umur-u diniyede..
C— Tenkidin saiki, ya nefretin teşeffisidir veya şefkatin tatminidir. –Dostun veya düşmanın ayıbını görmek gibi.–
Sıhhat ve fesada muhtemel bir şeyde, kabule temayül ve tercih şefkatten; redde temayül ve tercih —vesvese olmazsa— nefretten geldiğine ayardır.
وَعَيْنُ الرِّضَا عَنْ كُلِّ عَيْبٍ كَلِيلَةٌ * وَلٰكِنَّ عَيْنَ السُّخْطِ تُبْدِى الْمَسَاوِيَا
Saik-i tenkid, aşk-ı hak ve arzu-yu tenzih-i hakikat olmalı. Selef-i salihînin tenkidleri gibi.
S— Zalim gâvurların bu kadar propagandalarına nasıl mukabele edilmeli?
C— Propaganda, sabıkan tezyif ettiğim zalim cerbezenin veled-i nameşruudur. Ona mukabele, o yalancı silahla olmamalı, belki sıdk ve hak ile olmalı. Bir tane sıdk, bir harman yalanı yakar.
قُلِ اللهُ ثُمَّ ذَرْهُمْ فِى خَوْضِهِمْ يَلْعَبُونَ
اِنَّمَا الْحِيلَةُ فِى تَرْكِ الْحِيَلِ
Maziye, mesaibe kader nazarıyla; ve müstakbele, measiye teklif noktasından bakmak lâzımdır.
Çaresi bulunan şeyde acze, çaresi bulunmayan şeyde cez’a iltica etmemek elzemdir.