Öyle ise şu icmaın senedi bir hads-i kat’îdir ki, emarat-ı müteferrikadan tevellüd etmiştir. O emarat çok vakıatın müşahedatından neşet etmiştir. O vakıat kat’iyen bazı mebadi-i zaruriyeye istinad etmiştir. Öyle ise bu itikad-ı umumînin sebebi, tevatür-ü manevî kuvvetini ifade eden pek çok kerrat ile müşahede ve rüyetlerinden hasıl olan mebadi-i zaruriyedir, esasat-ı kat’iyedir. Halbuki tek bir ruhanînin vücudu tek bir zamanda tahakkuk etse şu nevi muhtelifü’l-esnaf tahakkuk eder. Madem şu nev tahakkuk ediyor; suret-i tahakkukun en ahseni, en makulü, en makbulü, şeriatın şerh ettiği gibidir. Kur’an’ın gösterdiği gibidir. Sahib-i mirac (a.s.m.)’ın gördüğü gibidir.
İşte Medhal dört nüktesiyle bitti. Eğer buraya kadar kalben çıkmışsan, maksadın hakaikını görmek istersen hazır ol, tâhir ol. İşte âlem-i Kur’an kapıları açıktır. İşte Cennet-i Furkan, müfettihati’l-ebvabdır; gir, bak, melâikeyi içinde iyi gör, onlarla tanış.
Sure-i Kadr’de تَنَزَّلُ الْمَلَائِكَةُ وَالرُّوحُ فِيهَا بِإِذْنِ رَبِّهِم
Hem سُبْحَانَهُ بَلْ عِبَادٌ مُكْرَمُونَ * لاَ يَسْبِقُونَهُ بِالْقَوْلِ وَهُمْ بِاَمْرِهِ يَعْمَلُونَ
Eğer istersen Sure-i قُلْ اُوحِىَ اِلَىَّ اَنَّهُ اسْتَمَعَ نَفَرٌ مِنَ الْجِنِّ 'e gir, cinlerle de görüş.
* * *