1- Aklına bak, böyle şeye cevaz verir mi? Müstakim aklın yoksa, 2- kalbine bak! Böyle şeye muhabbet eder mi? Selim kalbin yoksa, 3- vicdanına bak, böyle dişinle kendi etini parçalamak gibi hayat-ı içtimaiyeyi bozmaya rıza gösterir mi? Vicdan-ı içtimaiyen olmazsa, 4- insaniyetine bak, böyle canavarvari iftirasa iştiha gösterir mi? Manen insaniyetin olmazsa, 5- rikkat-i cinsiye, karabet-i rahmiyene bak! Böyle kendi belini kıracak harekete meyleder mi? Rikkat-i cinsiyen olmazsa 6- hiç sağlam tabiatın yok mu ki, ölüyü dişlerinle parçalıyorsun.
Demek akıl, kalb, vicdan, insaniyet, rikkat-i cinsiye, tabiat, şeriat nazarında merdud gıybet, matruddur. (Tuluat)
Yani; kubbelerde taşlar başbaşa vururlar, tâ düşmesinler. (İşaratü’l-İ’caz)
• Zevkiyyü’l-meslek ehl-i tasavvufun vahdetü’ş-şuhudu tazammun eden vahdetü’l-vücudları, Allah hesabına kâinatı inkârdır. Ehl-i felsefenin, zaîfü’l-itikad ehl-i nazarın vahdetü’l-mevcudu tazammun eden vahdetü’l-vücudları kâinat hesabına Allah’ı inkârdır, sofestailiktir. Daire-i esbabın tesirinden kendini kurtarmayan bir ruh, vahdetü’l-vücuddan dem vuramaz. (Tuluat)
• Cüz-ü lâyetecezza zerresinden insana, insandan şems-i şumusa müteselsil mahrutî silsilenin vasatındaki cevher-i feridi, insan-ı mükerremdir.