İnsanın gıdaya ihtiyacı gibi, zevke de bir ihtiyacı var. Nefs ve hevâ cihetinde tatmin edilmezse, ruh ve hüdâ canibinde zevkini arayacaktır. İki adam... Birisi seni, müşaşa, câzibedar, eğlenceli bir ziyafete teşriflerle davet eder. Diğeri, sade bir yerde, basit bir çorbaya seni çağırır. Birincisine, değil cemaat, sünnet, belki namazı da terk edersin gidersin. İkincisine, sünneti de terk etmezsin. Birincisi medeniyet, ikincisi sosyalistliktir. (Tuluat)
• İslâmiyet gaflet edip küstü. Hristiyanlık dini kendi hasmı olan fen ve medeniyeti kendine mal edip, iki silahla galebe çaldı. Şimdi Şarkda müthiş bir silah imal ediliyor. Bunun hak kısmına sahip olmalı. Yoksa yine küssek, onu da Hristiyanlık, İslâmiyet aleyhinde istimal edecektir. Buna karşı, husumetle dayanmak pek güçtür.
Cumhur-u avama müteveccih olan bir fikir kudsiyet almazsa, söner. O yeni desatire kudsiyet verecek iki muazzam rakib din var. Şu keskin fikir, gözünü açtığı vakit, hasmını Hristiyan ve hasmının elindeki silahını Hristiyanlık dini bulmuştur. Öyle ise, o fikir, yaşamak ve kudsiyet almak için İslâmiyete dehalet etmeye mecburdur. (Rumuz)
وَاَجَلُّ وَاَجْلٰى وَاَنْفَذُ مِنْ اَنْ يَلْتَبِسَ اَوْتَشْتَبِهَ عَلَيْهِ الْحَقِيقَةُ بِالْخَيَالِ
Zira hakikat-bîn göz aldanmaz, hakperest kalb aldatmaz. (Şuaat)
• Gıybetin derece-i şenaatı;
Kur’an der: اَيُحِبُّ اَحَدُكُمْ اَنْ يَاْكُلَ لَحْمَ اَخِيهِ مَيْتًا
Altı kelime ile altı derece şiddetle gıybeti takbih ediyor.