• Her müstaid, nefsi için içtihad edebilir, teşri edemez. Bir fikre davet, cumhurun kabulüne vabestedir. Yoksa davet bid’attır, reddedilir. (İşaratü’l-İ’caz)
• İnsan fıtraten mükerrem olduğundan, hakkı arıyor. Bazen bâtıl eline gelir; hak zannederek koynunda saklar. Hakikati kazarken, ihtiyarsız, dalâl başına düşer; hakikat zannederek kafasına giydiriyor. (Muhakemat)
• Birbirinden eşeff ve eltaf, kudretin çok ayineleri vardır; sudan havaya, havadan esîre, esîrden âlem-i misâle, âlem-i misalden âlem-i ervaha, hatta zamana, hatta fikre tenevvü ediyor. Hava ayinesinde, bir kelime milyonlar kelimat olur; kalem-i kudret, şu sırr-ı tenasülü acip istinsah ediyor. İn’ikâs, ya hüviyeti veya hüviyetle hâsiyeti veya hüviyetle mahiyeti tutar. (İşarat)
• Kesifin timsalleri birer meyyit-i müteharriktir. Bir ruh-u nuraninin kendi ayinelerinde olan timsalleri, birer hayy-ı murtabittir; aynı olmazsa, gayrı da değildir. (Tuluat)
• Şems, hareket-i mihveriyesiyle silkinse, meyveleri düşmez. Silkinmezse, yemişleri olan seyyarat düşüp dağılacaktır. (İşaratü’l-İ’caz)
• Nur-u fikir, ziya-yı kalb ile ışıklanıp mezc olmazsa, zulmettir, zulüm fışkırır (Münazarat)
• Gözün muzlim nehar-ı ebyazı, muzîi leyle-i sevda ile mezc olmazsa basarsız olduğu gibi; fikret-i beyzada süveyda-i kalb bulunmazsa, basiretsizdir (Münazarat)
• İlimde iz’an-ı kalb olmazsa cehildir. İltizam başka, itikad başkadır. (Münazarat)
• Bâtıl şeyleri iyice tasvir, sâfi zihinleri idlâldir. (İşarat)
• Âlim-i mürşid koyun olmalı, kuş olmamalı. Şu kuzusuna süt, bu yavrusuna kay verir. (İşarat)
• Bir şeyin vücudu, bütün eczasının vücuduna vabestedir. Ademi ise, bir cüz’ün ademiyle olduğundan, zaif adam, iktidarını göstermek için tahrip taraftarı oluyor, müsbet yerine menfice hareket ediyor. (Münazarat)