كَمَا اَنَّ الضَّرُورَاتِ تُبِيحُ الْمَحْظُورَاتِ كَذٰلِكَ تُسَهِّلُ الْمُشْكِلاَتِ
Korkaklıkta darb-ı mesel hükmünde olan tavuk, çocukları yanında iken şefkat-i cinsiye sebebiyle camusa saldırır. İşte dehşetli bir cesaret...
Hem darb-ı mesel olmuş keçi, kurttan havfı ıztırar vaktinde mukavemete inkılâb eder. Boynuzuyla kurdun karnını deldiği vakidir. İşte harika bir şecaat...
Fıtrî meyelân mukavemet-sûzdur. Bir avuç su, kalın bir demir gülle içine atılsa, kışta soğuğa maruz bırakılsa meyl-i inbisat demiri parçalar.
Evet; şefkatli tavuk cesareti, hamiyetli keçi ıztırarî şecaati gibi, fıtrî bir heyecan —demir güllede su gibi— zulmün burûdetli husumet-i kâfiranesine maruz kaldıkça her şeyi parçalar. Rus mojikleri buna şahittir.
Bununla beraber; imanın mahiyetindeki harikulâde şehamet, izzet-i İslâmiyetin tabiatındaki âlem-pesend şecaat, uhuvvet-i İslâmiyenin intibahıyla her vakit mucizeleri gösterebilir. Temmet.
* * *