“Eyvah!” (o vakit) “Neme lazım, işte ben, işte ef’âlim.” gibi şahsiyatla yaralanmış gururu feryada başlar. Veyahut o aşiretten çekilip veya asılsızlık gösterip, başka aşirete intisab eder.
İkinci adam başını kaldırdıkça aşiretinin mefahiri gözünü kamaştırır, hiss-i gururunu kabarttırır, nefsine bakar gevşek görür. İşte ol vakit, hiss-i fedakârî, fikr-i milliyet uyanır;
— Aşiretime kurban olayım, der.
Eğer bu temsilin remzini anladınsa, şu müsabaka ve mücadele meydanı olan bu cihan-ı ibrette, bir Müslim veya bir Kürd, meselâ bir Hristiyan veya bir İngiliz ile manen hissiyatları mübareze-i hamiyette mukabele ve muvazene ile tezahür etse göreceksin ki, şu tefavüt, herkesin zannettiği gibi değildir. Belki zahirperestlik ve sathîlik ve galât-ı histen gelmiştir.
Ey Müslüman!
Aldanma! Başını indirme! Paslanmış bîhemta bir elmas dâima mücellâ cama müreccahtır.