HATİME
(Ebna-yı cinsime de burada bir-kaç söz söylemezsem bence bahis nâtamam kalır)
Ey Asuriler ve Keyanîlerin cihangirlik zamanında pişdar, kahraman askerleri olan arslan Kürdler!
Beş yüz senedir yattığınız yeter. Artık uyanınız, sabahtır. Yoksa sahra-yı vahşette, vahşet ve gaflet sizi garet edecektir.
‘Hikmet-i ilâhî’ denilen makine-i âlemin nizamı ve telgraf hattı gibi umum âleme mümted ve müteşaib kanun-u nuranî-i ilâhînin müessisi olan hikmet-i ilâhî ufk-u ezelden enguşt-u kaderi kaldırmış, size emrediyor ki: "Tefrika ile katre katre müteferrik su gibi zayi olan hamiyet ve kuvvetinizi fikr-i milliyetle tevhid ve mezcederek, zerratın cazibe-i cüz’iyeleri gibi bir cazibe-i umumi-i millî teşkili ile Kürd gibi bir kitle-i azimi küre gibi tedvir ederek, şems-i şevket-i İslâmiye ve Osmaniye’nin mevkebinde bir kevkeb-i münevver gibi cazibesine ittiba ile muvazene ve ahenk-i umumiyeyi muhafaza ediniz."
Hem de ‘hürriyet’ denilen, Sübhan ve Agirî dağları gibi istikbalin cibal-i şahikasının tepesinde ayağa kalkmış ve esaret-i nefs altına girmeyi yasak etmiş ve gayra tecavüzü tecviz etmeyerek şeriata istinad etmiş olan sultan-ı hürriyet,