C— Kıymetlerini takdir ile beraber, siyasiyyunlarındaki şiddete muterizim. (1) Me’muldur ki, o şiddet nedamete ve şefkate inkılâb etsin. Lâkin onların iktisadî ve maarifî olan —bahusus vilâyatteki— şubelerini nihayet derecede istihsan ve tebrik ederim.
S— Zindan-ı atâlete düştüğümüzün sebebi nedir?
C— Hayat cidaldir. Şevk ise matiyyesidir.
İşte himmetiniz şevke binip mübareze-i hayat meydanına çıktığı vakit, en evvel düşman-ı şedid olan yeis rast gelir; kuvve-i maneviyesini kırar. Siz o düşmana karşı لاَ تَقْنَطُوا kılıcını istimâl ediniz.
Sonra müzahemetsiz olan hakkın hizmetinin yerini zabt eden meylü’t-tefevvuk istibdadı hücuma başlar. Himmetin başına vurur, atından düşürttürür. Siz كُونُوا لِلّٰهِ hakikatını o düşmana gönderiniz.
Sonra da ilel-i müteselsiledeki terettübü atlamakla müşevveş eden aculiyet çıkar, himmetin ayağını kaydırır. Siz, اِصْبِرُوا وَصَابِرُوا وَرَابِطُوا siper ediniz.
Sonra da, medeni-i bittab’ olduğundan ebna-i cinsinin hukukunu muhafazaya ve hakkını onlar içinde aramaya mükellef olan insanın âmâlini dağıtan fikr-i infiradî ve tasavvur-u şahsî karşı çıkar. Siz de, خَيْرُ النَّاسِ اَنْفَعُهُمْ لِلنَّاسِ olan mücahid-i âli-himmeti mübarezesine çıkarınız.