(Risale-i Nur’un Pakistan’da neşriyatını yaparak pek
çok kimselerin bu eserlerden istifadesini sağlayan Karaşi
Üniversitesi Türk Tarih bölümü asistanı ve dört büyük
gazetenin muharriri M. Sabir’in bir mektubu)
بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ
اَلسَّلاَمُ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَةُ اللّٰهِ وَبَرَكَاتُهُ
Muhterem din kardeşlerimiz,
Kıymetli mektubunuzu aldım, çok çok teşekkürler.
Hazret-i Üstadımız Said Nursî’nin hâl ve sıhhati nasıldır? Onu seven talebeler ve halk soruyor. Bana haber göndermenizi rica ederim.
Bu ay içersinde Hindistan’da, İslâmiyetin ve Türklerin hakiki düşmanı olan siyonist ve kızıl kâfirlere karşı dört makale neşrettim. Türk–Pakistan dostluğunun esas ve tarihi hakkında da, Karaşi’de bir fıkra neşrettim, size de gönderdim. “İmam” adlı aylık bir gazetede, “Rusya’da Mazlum Müslüman” başlıklı bir makale yazdım, bunu da gönderdim ve başka Urduca gazetelere de gönderdim. Maksadım, İslâmiyete hizmet, Türk edebiyatını tanıtmak ve Türk düşmanlarına karşı, yazmak ve çalışmaktır.
......................
Burada mühim bir kitap neşretmek istiyorum, bunun için size yazıyorum. Bu hususta Halkçıları tanıttırıyorum ki, bunlar, Türklere karşı çalışmışlar ve cumhuriyet adına bütün milleti aldatıp dindarları zindanlara atmışlardı. Karaşi’de neşredilen bu makaleleri bir kitap halinde tab’etmek istiyorum. Bize ne kadar materyal verirseniz, hepsi burada neşrolacak.
Bu mektubumdan sonra, size mühim bir mektup yazacağım ve bunda, niçin Üstadın İslâm dünyasının en büyük din şahsiyeti olduğu ve bunun gibi hiçbir adam, ne Endonezya, ne Hind-Pak Yarımadası, ne Arab ve ne de Afrika’da çıkmadığı gösterilecek.
Ey Nurcu dostlarım! Türk–Pakistan dostluğu için çalışınız, komünistlerden âgâh olunuz. İftihar ederiz ki, Türkiye ile Pakistan, Bağdat Paktı muahedesinde şeriktir. Yolumuz İslâmîdir, ne Arabçılık, ne İrancılık...