ve onun vasıtasıyla fetva verenlere karşı, İslâmiyetin izzeti için, idam tehdidine beş para ehemmiyet vermeyen ve “Tükürün zalimlerin o hayâsız yüzlerine!” cümlesiyle ve matbuat lisanıyla karşılayan; ve Mustafa Kemal’in, elli mebus içinde hiddetine ehemmiyet vermeyip “Namaz kılmayan haindir.” diyen; ve Divan-ı Harb-i Örfi’nin dehşetli suallerine karşı, “Şeriatın bir meselesine ruhumu feda etmeğe hazırım.” deyip, dalkavukluk etmeyen; ve yirmi sekiz sene, gâvurlara benzememek için inzivayı ihtiyar eden bir İslâm fedaisine ve hakikat-ı Kur’aniyenin fedakâr hizmetkârına denilse ki: “Sen, ecnebilerin papazlarına benzeyeceksin, onlar gibi başına şapka giyeceksin, bütün İslâm ulemasının icmaına muhalefet edeceksin; yoksa ceza vereceğiz.” denilse, elbette öyle her şeyini hakikat-ı Kur’aniyeye feda eden bir adam, değil dünyevî hapisler veya cezalar ve işkenceler, belki parça parça bıçakla kesilse, cehenneme de atılsa ve yüz ruhu da olsa, bütün tarihçe-i hayatının şehadetiyle, kat’iyen feda edecek!
Acaba, bu eşedd-i zulm-ü müstebidaneye karşı, pekçok kuvveti bulunan bu fedakârın bu kadar tahammülünün ve maddî kuvvetle mukabele etmemesinin hikmeti nedir? Bunu, size ve umum ehl-i vicdana ilân ediyorum ki; yüzde on zındık dinsizlerin yüzünden doksan masuma zarar gelmemek için, bütün kuvvetimle dahildeki emniyet ve asayişi muhafaza etmek için, Nur dersleriyle herkesin kalbinde bir yasakçıyı bırakmak için, Kur’an-ı Hakîm bana o dersi vermiş. Yoksa bir günde yirmi sekiz senelik zalim düşmanlarımdan intikamımı alabilirdim. Onun içindir ki; asayişi masumların hatırı için muhafaza yolunda haysiyetimi, şerefimi tahkir edip işkence edenlere karşı müdafaa etmiyorum.
Said Nursî
***
Ey mübarek, müşfik ve muazzez Üstadımız Hazretleri
Bu acib madde ve dinsizlik asrında, nazarlar kısalmış; kalbler, fenalıklar ve kötülüklerle dolmuş; yalnız ve yalnız, Kur’an-ı Hakîmin bu zamandaki en hakiki ve kat’î tereşşuhatı olan Risale-i Nur; o kısalmış nazarları, âdeta maddenin ruhuna nüfuz ettiriyor; o kötü kalblerin zindan gibi karanlık olan içini, nurla dolduruyor. Bunun için, bu asra “Nur asrı” denmesi münasiptir.
......................