olursa olsun, hattâ Said de -el’iyazübillâh- Risale-i Nur’un aleyhine dönse, bizim sadakatimiz ve alâkamızı inşaallah sarsmayacak” deyip, o kapıyı kaparsınız. Fakat, mümkün olduğu kadar Risale-i Nur’la meşgul olmak; elinden gelirse yazmak; ve mübalâğalı propagandalara hiç ehemmiyet vermemek; ve eskisi gibi tam ihtiyat etmek gerekir.
Umum kardeşlerimize birer birer selâm ve dua ediyoruz.
Said Nursî
***
Bu vatandaki milletin en büyük kuvveti olan âlem-i İslâmın teveccühünü ve hamiyetini ve uhuvvetini kırmak ve nefret verdirmek için, siyaseti dinsizliğe âlet ederek, perde altında küfr-ü mutlakı yerleştirmek isteyenler, hükûmeti iğfal ve adliyeyi iki defadır şaşırtıp, der: “Risale-i Nur şakirdleri, dini siyasete âlet eder; emniyete zarar vermek ihtimali var.” Halbuki, bu memlekete maddî ve manevî bereketi ve fevkalâde hizmeti ve umum âlem-i İslâma taalluk edecek hakaikı câmi olduğu, otuz üç âyat-ı Kur’aniyenin işaretiyle ve İmam-ı Ali’nin (r.a.) üç keramet-i gaybiyesiyle ve Gavs-ı Âzam’ın kat’i ihbarıyla tahakkuk etmiş olan Risale-i Nur’un, siyasetle alâkası yoktur. Fakat, küfr-ü mutlakı kırdığı için, küfr-ü mutlakın altı olan anarşilik ve üstü olan istibdad-ı mutlakı, esasıyla bozar; reddeder. Emniyeti ve asayişi ve hürriyeti ve adaleti temin eder. Risale-i Nur’a, daha vatana, idareye zararı dokunmak bahanesiyle tecavüz edilmez. Daha kimseyi o bahane ile inandıramazlar. Fakat, cepheyi değiştirip, din perdesi altında bazı safdil hocaları veya bid’a taraftarları ve enaniyetli sofi meşreblileri, bazı kurnazlıklar ile, Risale-i Nur’a karşı iki sene evvel İstanbul’da ve Denizli civarında olduğu gibi istimal etmeye münafıklar belki çabalıyacaklar. İnşaallah muvaffak olamazlar.
***
........................
Risale-i Nur, bu mübarek vatanın manevî bir halâskârı olmak cihetiyle şimdi iki dehşetli manevî belâyı def’etmek için matbuaat âlemi ile tezahüre başlamak, ders vermek zamanı geldi veya gelecek gibidir zannederim.