edilmeyecek derecede zarar olacak. Bazı zındıkların şeytanetiyle Risale-i Nur’a karşı çevrilen planlar ve hücumlar, inşaallah bozulacaklar. Onun şakirdleri başkalara kıyas edilmez; dağıttırılmaz, vazgeçirilmez, Cenab-ı Hakkın inayetiyle mağlub edilmezler! Eğer maddî müdafaadan Kur’an men’etmeseydi, bu milletin can damarı hükmünde, umumun teveccühünü kazanan ve her tarafta bulunan o şakirdler, Şeyh Said ve Menemen Hadiseleri gibi cüz’î ve neticesiz hadiselerle bulaşmazlar; Allah etmesin eğer mecburiyet derecesinde, onlara zulmedilse ve Risale-i Nur’a hücum edilse, elbette hükümeti iğfal eden zındıklar ve münafıklar bin derece pişman olacaklar!
Elhasıl; madem biz ehl-i dünyanın dünyalarına ilişmiyoruz, onlar da bizim ahiretimize, imanî hizmetimize ilişmesinler!..
Mevkuf
Said Nursî
***
بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ
Efendiler,
Size kat’i haber veriyorum ki: Buradaki zatların, bizimle ve Risale-i Nur’la münasebeti olmayan veya az bulunan veya inkâr edenlerden başka, istediğiniz kadar hakiki kardeşlerim ve hakikat yolunda hakikatlı arkadaşlarım var. Biz, Risale-i Nur’un keşfiyat-ı kat’iyesiyle iki kere iki dört eder derecesinde sarsılmaz bir kanaatle bilmişiz ki: Ölüm bizim için, sırr-ı Kur’an ile, idam-ı ebedîden terhis tezkeresine çevrilmiş; ve bize muhalif ve dalâlette gidenler için o kat’i ölüm, ya idam-ı ebedîdir (eğer ahirete imanı yoksa) veya ebedî ve karanlıklı haps-i münferiddir (eğer ahirete inanıyorsa ve sefahatte ve dalâlette gitmiş ise). Acaba dünyada bu meseleden daha büyük, daha ehemmiyetli bir mesele-i insaniye var mı ki, bu ona âlet olsun, sizden soruyorum? Madem yoktur ve olamaz, neden bizimle uğraşıyorsunuz?