efradının tesanüdünü kırmak için her vesileyi kullanır, ehemmiyetli bir istinadgâhı kendine temayül ettirerek ihtiyat kuvvetini dağıtır, müslüman taburunun her bir neferine karşı cemiyet ve komitecilik ruhuyla mütesanid bir cemaat gönderir; bütün bütün kuvve-i maneviyesini mahvetmeye çalıştığı bir hengâmda Hızır gibi biri çıkar, o tabura der: “Meyus olma! Senin öyle sarsılmaz bir nokta-i istinadın ve öyle mağlub olmaz muhteşem orduların, tükenmez ihtiyat kuvvetlerin var ki; dünya toplansa karşısına çıkamaz, kâinatı dağıtamayan onu dağıtamaz. Şimdilik mağlubiyetin sebebi, bir cemaate ve bir şahs-ı maneviye karşı bir neferi göndermenizdir. Çalış ki, her bir neferin, istinad noktaları olan dairelerden manen istifade ettiği kuvvetli kuvve-i maneviye ile bir şahs-ı manevî ve bir cemiyet hükmüne geçsin!” dedi ve tam kanaat verdi; aynen öyle de, ehl-i imana hücum eden ehl-i dalâlet, bu asır cemaat zamanı olduğu cihetle, cemiyet ve komitecilik mayesiyle bir şahs-ı manevî ve bir ruh-u habis olmuş. Müslüman alemindeki vicdan-ı umumî ve kalb-i küllîyi bozuyor ve avamın taklidî olan itikadlarını himaye eden İslamî perde-i ulviyeyi yırtıyor ve hayat-ı imaniyeyi yaşatan an’ane ile gelen hissiyat-ı mütevariseyi yandırıyor. Her bir müslüman tek başıyla bu dehşetli yangından kurtulmağa meyusane çabalarken, Risale-i Nur, Hızır gibi imdada yetişti. Kâinatı ihata eden son ordusunu (Haşiye) gösterip ve ondan mukavemet-sûz maddî ve manevî imdat getirmek hizmetinde harika bir emirber neferi olarak Ayetü’l-Kübra risalesini İmam-ı Ali (radıyallahu anh) keşfen görmüş, ehemmiyetle göstermiş. Temsildeki sair noktaları tatbik ediniz, tâ o sırrın bir hülâsası görünsün.
Said Nursî
۞۞۞
EMİN VE FEYZİ’NİN BİR FIKRASIDIR
(Risaletü’n-Nur’a ait dört-beş kerâmetten bahseder)
Hizmet-i Kur’aniyede bize sebkat eden sadık ve halis, metin ve vefakâr kardeşlerimizden mübarek Husrev ve Rüşdü gibi zatlar, Risaletü’n-Nur’un hâdimlerine ve vazifelerinin makbuliyetine bir emare olan, ihsan olunan bereket hakkında müteaddit fıkralar yazmışlar. Biz de bu kardeşlerimizin