bir tavır gösterdiği zaman, Üstadımın canı çok sıkıldı. Bir-iki gün sonra şiddetli, fakat şefkatli bir tokat yedi. Bir doktor ona dedi ki: “Eğer ameliyat yaptırmazsan yüzde yüz ölüm var.” O da bilmecburiye ameliyat yaptırdı. Fakat şefkat ciheti imdada yetişerek çabuk kurtuldu.
Üçüncüsü: Bir memur, Risaletü’n-Nur’u kemal-i iştiyakla okurdu. Hem Üstad ile görüşmeye ve tam ders almaya çalışıyordu. Birden bir komiser tarafından ona evham verildi. O da görüşmeyi ve okumayı bırakıp başka şehre giderken birden sebepsiz bir tarzda ayağı kırıldı, bir ay çekti. Yine şefkat yâr oldu ki, şimdi tekrar okumaya şevk ile başladı.
Dördüncüsü: Ehemmiyetli bir zat, Risaletü’n-Nur’u kemal-i takdir ile okur yazardı. Birden sebatsızlık gösterdi. Şefkatsiz bir tokat yedi. Gayet meftun olduğu refikası vefatla iki oğlu da başka yere gitmesiyle acınacak bir hâle girdi.
Beşincisi: Dört senedir Üstadın çarşı içinde hizmetine bakan bir zat, birden sadakatını bırakıp mesleğini değiştirdi. Birden şefkatsiz bir tokat yedi, bir senedir daha çekiyor.
Altıncısı: Bir hocaya ait bir hadisedir. Belki helâl etmez, biz de onu görmüyoruz. Tokadı şimdilik kaldı.
Bu vukuat nev’inden hem çok var, hem Risale-i Nur’a karşı kusura binaen tokat olduğundan, kat’iyen şüphemiz kalmadı.
Risale-i Nur şakirdlerinden
Emin, Tahsin, Hilmi
Evet tasdik ediyorum.
Said Nursî
۞۞۞
Hem Risale-i Nur’un suhuletle intişarının bir kerametini, bu mektubu yazdığımız zamanda ve yemekteki keramet dakikasında gözümüzle gördük. Şöyle ki:
Ehemmiyetli yedi-sekiz risale ve İşarat-ı Kur’aniye Şuaını, mühim bir mektupla beraber, bir torbada ehemmiyetli bir kardeşimize bir şehre göndermiştik. Şoför o paketi düşürmüştü. Böyle bir zamanda böyle eserleri