Kitaplar
Sikke-i Tasdîk-i Gaybî

Bir kısmımızı Isparta’dan topladılar. Bir kısmını Çivril’den Isparta’ya getirdiler. Sevgili Üstadımızı da yalnız olarak Kastamonu’dan Isparta’ya sevkettiler. Daha başka vilayetlerden de arkadaşlarımız Isparta’ya getirilmişti. Ehl-i garazın iğfaline kapılan Isparta adliyesi, Risale-i Nur’un gayesi haricinde bulunan cephelerde bizce manası olmayan ittihamlar altında bizi sıkıyordu. Bilhassa kıymettar Üstadımızı daha çok tazyik ettikleri vakit, Üstadımıza lüzumlu lüzumsuz, birçok sualler açan Isparta müdde-i umumîsinin: “Bu belâlar dediğin nedir?” diye olan sualine cevaben: “Evet” demiş, “Zındıklar eğer Risale-i Nur’a ve şakirdlerine ilişseler; yakında bekleyen belâların hareket-i arz suretiyle geleceğini...” söylemişti. Daha sonra bizi Denizli’ye sevkettiler. Kastamonu, İstanbul, Ankara dahil olmak üzere on vilayetten adliyelere sevkedilen yüzü mütecaviz Risale-i Nur talebelerinin bir kısmı bırakılmış, yetmiş kişiden ibaret olan diğer bir kısmı da Denizli’de medrese-yi Yusufiye namını alan hapiste bulunuyordu. Bizim bütün müracaatlarımıza sudan cevap veriliyor, sevgili Üstadımız daha çok tazyik ve sıkıntı içerisinde yaşattırılıyor; ufunetli, rutubetli, zulmetli, havasız bir yerde bütün bütün konuşmaktan ve temastan men’edilmek suretiyle, haps-i münferidde ve komşusunda bulunan, daha genç yaşlarında iken adam öldürmek, hırsızlık etmek, kız kaçırmak gibi en şeni’ suçlardan dolayı mahkûm edilmiş, ahlâkî terbiyelerinden soyulmuş gençler arasında azap çektiriliyordu.

   İşte bu sıralarda Denizli zindanının bu dehşetli ızdıraplarını geçirmekte idik. Allah’tan başka hiçbir istinadgâhları bulunmayan bu biçarelerin bir kısmı Kastamonu’dan, diğer bir kısmı İnebolu’dan, diğer bir kısmı da İstanbul’dan henüz gelmemişlerdi. Bu vatanın her köşesinde bulunan ve hak ve hakikat için çırpınan ve saf kalbleriyle necatları için Rabb-ı Rahîmlerine iltica eden pek çok masumların semavatı delip geçen ve arş-ı Rahmana dayanan ahları boşa gitmedi. Allah-ı Zülcelâl Hazretleri o mübarek Üstadımızın Isparta’da söylediği gibi, masumları Cennete götüren, zalimleri Cehenneme yuvarlayan dehşetli bir diğer zelzeleyi gönderdi. Karşısında Risale-i Nur müdafaa vaziyetinde bulunmamasından çok haneler harap oldu. Çok insanlar enkaz altında ezildi. Çokları sokak ortalarında kaldı. Henüz memleketlerinin hapishanelerinde bulunan kardeşlerimizden Kastamonu’dan Mehmed Feyzi, Sadık, Emin, Hilmi ve İnebolu’dan Ahmed Nazif, İbrahim Denizli hapishanesine sevkedildiklerinde şu malûmatı verdiler: “Zelzele tam gece saat sekizde başladı. 

Hata Bildirim Formu
Sayfalar
123456789101112131415161718192021222324252627282930313233343536373839404142434445464748495051525354555657585960616263646566676869707172737475767778798081828384858687888990919293949596979899100101102103104105106107108109110111112113114115116117118119120121122123124125126127128129130131132133134135136137138139140141142143144145146147148149150151152153154155156157158159160161162163164165166167168169170171172173174175176177178179180181182183184185186187188189190191192193194195196197198199200201202203204205206207208209210211212213214215216217218219220221222223224225226227228229230231232233234235236237238239240241242243244245246247248249250251252253254255256257258259260261262263264265266267268269270271272273274275276277278279280281282283284285286287288289290291292293294295296297298299300301302303304305306307308309310311312313314315
Fihrist
Lügat