Kitaplar
Sikke-i Tasdîk-i Gaybî

fakat Abdülkadir-i Geylânî’yi de inkâr edemiyoruz.” Hem evliyayı inkâr eden Vehhabi'nin müfrit kısmı dahi Hazret-i Şeyh’i inkâr edemiyorlar. Evliya, onun derece-i celâletine yetişmediği bütün ehl-i tarikçe teslim edilmiştir.

   İşte böyle güneş gibi bir mucize-i Muhammediye aleyhissalâtü vesselâm, yüksek ve sönmez bir barika-i İslâmiyet olan bir zat-ı nuranînin, gayb-aşina nazarıyla asrımızı görüp, böyle bir keramet izharıyla teselli verip teşci etmek şe’nindendir. Acaba hiç mümkün müdür ki sultanü’l-evliya makamını ihraz etmiş ve hamiyet-i İslâmiye ile zamanındaki padişahları titretmiş ve kuvve-i kudsiye ile mazi ve müstakbeli hazır gibi izn-i ilâhî ile görmüş ve mematında dahi hayatındaki gibi daimi tasarrufu bulunduğu tasdik edilmiş olan bir kahraman-ı velâyet, bu asrımıza ve bu asır içindeki kemal-i acz ve zaaf ile Kur’an’ın hizmetinde çalışan ve insafsız düşmanların hücumuna maruz ve teselli ve temine muhtaç biçare, Kur’an’ın hâdimlerine ve talebelerine lâkayd kalabilir mi? Hiç mümkün müdür ki, bizimle münasebetdar olmasın? Sekiz, dokuz, belki on beş kuvvetli delilden kat’-ı nazar, edna bir işaret kelâmında bulunsa, bize baktığına delâlet eder; hafi bir işaret etse kâfidir. Çünkü, makam iktiza ediyor, mutabık-ı mukteza-yı hâldir ve münasebet kavidir.

   Ey benimle beraber Hazret-i Şeyh’in teveccüh ve duasına mazhar kardeşlerim! Şu üstadımız, bizi istikbalde adem zulümatı içinde düşünüp bizimle meşgul olurken, biz o mazide mevcud ve nur perdeleri içinde Üstadımızı ve Üstadımızın üstadı ve ceddi olan Fahrü’l-âlemin aleyhissalâtü vesselâm Efendimizin teveccühlerinden gaflet etmek, onlara itimad etmemek lâyık mıdır? Madem onlar bizi düşünüyorlar; biz de bütün kuvvet ve ruhumuzla onlara itimad edip ve emirlerine bilâ kayd u şart itaat etmeliyiz.

   Ehl-i dünyanın telsiz, telgraf ve telefonları şarktan garba gittiği gibi, işte ehl-i hakikatın da maziden, dokuz yüz sene mesafe-i azimeden müstakbele böyle manevî telefonları işleyebilir ve manevî teleskopları görebilir. Malumdur ki zaif emareler, içtima ettikçe kuvvet bulup, delil hükmüne geçer. İncecik ipler, içtima ettikçe kopmaz, halat olur. Küllî, umumî kayıdlar, içtima ettikçe hususiyet peyda edip taayyün eder. Bu sırra binaen, Hazret-i Şeyh’in bu beş satırında sekiz-dokuz kuvvetli işaretin içtimaında hiç şek ve

Hata Bildirim Formu
Sayfalar
123456789101112131415161718192021222324252627282930313233343536373839404142434445464748495051525354555657585960616263646566676869707172737475767778798081828384858687888990919293949596979899100101102103104105106107108109110111112113114115116117118119120121122123124125126127128129130131132133134135136137138139140141142143144145146147148149150151152153154155156157158159160161162163164165166167168169170171172173174175176177178179180181182183184185186187188189190191192193194195196197198199200201202203204205206207208209210211212213214215216217218219220221222223224225226227228229230231232233234235236237238239240241242243244245246247248249250251252253254255256257258259260261262263264265266267268269270271272273274275276277278279280281282283284285286287288289290291292293294295296297298299300301302303304305306307308309310311312313314315
Fihrist
Lügat