MAHKEME-İ TEMYİZ LAYİHASI
Dünyada hiçbir misli görülmemiş bir haksızlığa maruz kaldım. 163. madde-i kanuniye ile beni ve yüz yirmi risalemi mahkûm ettiler. Halbuki o madde-i kanuniyenin bana temas ettiğine dair evrak-ı tahkikiye arasında mevcut ve size takdim edilen son müdafaatım ve üç itiraznamem, yirmi cihetle kat’i delillerle bana temas etmediğini ve yirmi senede yazılan yüz yirmi risalemin içinde, kendilerince medar-ı tenkid yirmi kelimeden aşağı mahdud bir kaç nokta bulunmasıyla, ayrı ayrı kitap, ayrı ayrı zamanda yazılmış kıymetdar ve menfaatdar ve uhrevî ve Avrupa feylesoflarının dinsiz ve mülhid şakirdlerine karşı, -Dârül-Hikmeti’l-İslâmiye'nin azalığı münasebetiyle- hakiki ve ilmî müdafaatım; çok zaman sonra kısmen ilcaat-ı zamana göre kabul edilen Kanun-u Medeninin bazı maddelerine, yüz bin kelimat içinde on-on beş kelimenin muvafık gelmemesi sebebiyle hem benim mahkumiyetim taleb edilmiş; hem mühim keşfiyat-ı maneviyeyi havi yüz yirmi kitap olan Risale-i Nur’un elde bulunan nüshaları müsadere edilmiş ve inde’l-muhakeme bütün ilmî ve mantıkî ve kanunî iddia ve müdafaatım esbab-ı mucibe gösterilmeksizin sebebsiz ve kanunsuz reddedilmiştir. 163. madde-i kanuniye asayişi ihlâl edebilecek hissiyat-ı diniyeyi tahrik edenler mealinde bulunan şu kanunun, elbette bu hadsiz genişlik içinde bir tefsiri var. Elbette kuyud-u ihtiraziyesi bulunacak. Yoksa; bu madde, bu geniş mana ile beni mahkûm ettiği gibi, bütün ehl-i diyaneti ve başta Diyanet Riyaseti olarak, bütün vaizlere ve bütün imamlara, bana teşmil edildiği gibi teşmil edilebilir. Çünkü; yüz sahifeden fazla müdafaat-ı kat’iye ve hakikiyem ile beraber, yine bana temas ettirilebilecek bir mana veriliyor ki, o mana her nasihat eden kimseyi ve hattâ bir dostunu iyiliğe sevketmek için irşad eden herkesi daire-i hükmü altına alabilir. Bu madde-i kanuniyenin manası şu olmak gerektir ki; taassub perdesi altında muhalif bir siyaseti takib eden ve terakkiyat-ı medeniyeye sed çekenlere sed çekmek içindir. Bu maddenin bu manada, çok kat’î delillerle isbat etmişiz ki, bize bir cihet-i teması yoktur.