Kitaplar
Müdafaalar

Ne yapayım, ızdırap döşeğinde inleyen hasta bir din âliminin müdafaatını zayıf omuzlarıma alarak inliyorum. Her suretle inlemek, hastaların; her suretle de dinlemek, hâzık hekim, âdil hâkimlerin hakkıdır.

   Bu takdirlerle, müvekkilimin üç devredeki riyasız serbestiyet kanaatlerine kısa kısa temastan evvel, tereddütsüz  vekâletlerini kabul eden hürmetkârınız; Birinci Umumî Harbin ibtidalarında Bitlis Bidayet Mahkemesi âza mülâzımı idim. O günün Bitlis valisi, bugünün Çankırı milletvekili Abdülhalık Randa, ordunun iaşesine tahsis edilen on bir fırının çıkardığı peksimet anbarlarına beni fahrî memur tayin etmişti. O sırada müvekkilim, ilim tahsili peşindeki talebeleriyle birlikte gönüllü alay kumandanı olarak mücadeleye koyulmuş, bir dakika ordunun müzaheretinden ayrılmamış. Son zamanlarda şehir içine kadar saldıran düşmana karşı da Allah rızası için göğüs göğüse çarpışarak bir ayağından mecruhen düşmana esir edilmişti.

   Şahid olduğum dinî, vatanî mücahedatını müdafaattan daha ziyade izahım, kıymetli vaktinizi ziyaa müessir olacağından tevakkuf taraftarıyım. Ancak kısa kısa temasım maddî menfaatlerine değil, manevî riyasız serbest kanaatlerine gelince:

   1– Hilâfet devrinde, Van valisi merhum Tahir Paşa bir ilim meclisinde, mezheb-i Malikî’ye ilişmek fikriyle: “Kelb de hınzır gibi necis mi, değil mi?” soruyor. Müvekkilim: “Malikî mezhebinde kelb tahirdir, fakat, Tahir kelb değildir.” söyleyince, istibdadın namdar salâhiyetli valisi, dine taalluk eden bu ilmî fetvadan, dinî kanaatten asla müteessir olmuyor, takdirde bulunuyor, sonra ondan ilim dersini alıyor.

   Bugün ise, Afyon’dan aldığım mektuplarda diyorlar ki: “Müvekkiliniz son derece baskı altındadır. Reise müracaat ediyoruz; ‘savcıya gidiniz’. Savcıya gidiyoruz; ‘Hapishane nizamı var, karışmam’ diyor.” Müvekkilim zalim değil, mazlum bir mahkûmdur. Herhangi bir mahkûm, sehpaya sevk edilinceye kadar kanunen hoş tutulmalıdır. Hattâ bir aralık şiddetini gösteren kış içinde, yalnız büyük bir koğuşa tıkılıyor. Haber alan bazı şefkatli dindar Müslümanlar; soba kurmak, hasta bir âlime imdat etmek istiyorlar. Adalete memur savcı: “Siz, devletten zengin değilsiniz” diyor, kurdurmuyor. Medenî, insanî 

Hata Bildirim Formu
Sayfalar
123456789101112131415161718192021222324252627282930313233343536373839404142434445464748495051525354555657585960616263646566676869707172737475767778798081828384858687888990919293949596979899100101102103104105106107108109110111112113114115116117118119120121122123124125126127128129130131132133134135136137138139140141142143144145146147148149150151152153154155156157158159160161162163164165166167168169170171172173174175176177178179180181182183184185186187188189190191192193194195196197198199200201202203204205206207208209210211212213214215216217218219220221222223224225226227228229230231232233234235236237238239240241242243244245246247248249250251252253254255256257258259260261262263264265266267268269270271272273274275276277278279280281282283284285286287288289290291292293294295296297298299300301302303304305306307308309310311312313314315316317318319320321322323324325326327328329330331332333334335336337338339340341342343344345346347348349350351352353354355356357358359360361362363364365366367368369370371372373374375376377378379380381382383384385386387388389390391392393394395396397398399400401402403404405406407408409410411412413414415416417418419420421422423424425426427428429430431432433434435436437438439440441442443444445446447448449450451452453454455456457458459460461462463464465466467468469470471472473474475476477478479480481482483484485486487488489490491492493494495496497498499500501502503504505506507508509510511512513514515516517518519520521522523524525526527528529530531532533534535536537538539540541542543544545546547548549550551552553554555556557558559560561562563564565566567568569570571
Fihrist
Lügat