bunlar rejime aykırı bir hareket midir? Bu gibi hakikatlere temas eden hakiki yüksek bir din âlimini hakir görmek, senelerle baskı altında suçlandırmak yerinde olmasa gerektir. Çünkü:
Hakir bir abd ile bir sadrazam
Çoban ile bir şâhenşah-ı muazzam
Müsavidir nazargâh-ı Hüda’da
Adaletgâh Rabb-i Kibriya’da
Çok yüksek hakimlerimiz,
Napolyon’un dediği gibi: “Bana tevili kabil olmayan bir cümle getiriniz, sizi onun ile idam edeyim.” Beşerin; hususuyla seciyeli, takvalı ilim adamlarının ağızından çıkan hangi bir cümle var ki, tevillerle suç teşkil etmesin.
Fani hayatta münhasıran maddi menfaatlerle mağlub ve ilâhiyat düşmanı; hükümdarlardan ziyade hüküm taraftarı bazı siyasî ve idarî memurlar görülmüştür. Aynı zamanda nazariyatını ilmiyatına, yahut maddeyi manaya tatbik edemeyen bazı hâkimler, bilirkişiler bile hasbe’l-beşeriye kasden veyahut kazaen tevile, gadre kapılabilirler.
Meselâ: İslâmiyete mütecaviz Viktor Hügo’nun aksine, bir de meşhur yüksek Lamartin vardır. O da diyor: “Büyük Allah’ın Kur’an’ındaki teyid emriyle Peygamberimiz hevâdan konuşmaz. Ne söylerse Allah’ın ilhamıyla söyler. Aynı zamanda o Peygamber-i Zîşan (a.s.m.) bir kavme değil, bütün beşeriyete beşir ve nezirdir. Âleme rahmet için ba’s olunmuştur.” akidesiyle vecde geliyor. Hatta lisanımıza tercüme edilen eserlerden birinde diyor ki:
Nice Dârâ'lar, İskender'ler bu cidalgâha gelmiştir
Hemen hepsi birer nam ve şan alıp gitmiştir