Kitaplar
Müdafaalar

olarak garib bir hapishanede azap içinde gadaplı çile çektirip ahiretimize sevab kazandırdığından, heyet-i hâkimeye teşekkürler ederim.

   Dünyevî hiçbir maksad ve gaye gütmeyen, yalnız iman ve ahiret için çalışan Bediüzzaman Said Nursî Hazretlerinin ve Risale-i Nur talebelerinin muhakkikane ilim çerçevesi içinde hak ve hakikate istinad eden Kur’an tefsirine ve mukaddesatına, ilmî fikrine, imanına her akl-ı selim sahibi hürmet eder. Biz nur-u Kur’an talebelerinin dünyevî bir maksad güttüğü veya bir menfaat temin ettiği isbat edilirse, değil altı ay, altı sene mahkûmiyete hatta derhal idama dahi razıyız.

   Ben şahsen böyle biliyorum ve böyle kabul ediyorum. Elhamdülillah hiçbir talebede böyle bir fikir, bir delil olmadığı gibi, bir sû-i maksad dahi hissedilmemiştir. Rıza-yı ilâhî namına imanımızı, ahiretimizi kurtarmak, dinî bilgilerimizi arttırmak için okunan ve yazılan risaleleri ve mektupları Denizli ve Afyon Mahkemesinin Ankara’da salâhiyetli bilirkişilere yaptırdığı incelemede verdikleri rapor, bu iddiamızı tamamıyla tasdik etmiştir.

   Denizli Mahkemesi neticede: 132 Risale-i Nur’un 127’si Kur’anî olup, müellifin sâkin olmadığı zamanlarında yazdığı diğer beş risale ise, müsbet ilimlerle kabil-i telif olmadığını, bu eserleri cezbeye geldiği veya hiddetli zamanlarında yazdığı kanaatinde olduklarını; ehl-i vukuf raporundan anlaşılmış. Mahkemeye de yeter kanaat gelmiştir. Esasen o beş eserin de neşrine izin verilmediği müellifin müdafaatında mevcuttur. Netice-i muhakemede, eserlerin iadesine ve sanıkların beraatine müttefikan karar vermişlerdir.

   Afyon Mahkemesinin ikinci bir defa bu davayı rüyete kanunen hakkı yoktur. Hem Yüksek Yargıtay’ın tedkikinden geçmiş, hem müttefikan karar, beraat ve tasdikle kesb-i kat’iyet etmiştir. Risale-i Nur müellifi o tarihten beri yeni bir eser yazmamıştır. Yalnız mevcud eserlerin bir kısmı bir araya toplatılarak Asâ-yı Musa ve Zülfikar namlarını aldıkları, eski ve yeni bilirkişiler raporunun tedkikinden anlaşılıyor. Yeni bir delil ve bir hadise olmadığına nazaran bu davanın da beraatle neticelenmesi kanun dairesinde adalet yerini bulmuş olurdu. Veyahut davanın sukut ettirilmesi icab ederdi.

   Dini ve dinî hissiyatı âlet ederek devletin emniyetini ihlâl etmek, cemiyet kurmak, haşa; yirmi beş senedir müteaddit mahkemeler geçirmiş ve 

Hata Bildirim Formu
Sayfalar
123456789101112131415161718192021222324252627282930313233343536373839404142434445464748495051525354555657585960616263646566676869707172737475767778798081828384858687888990919293949596979899100101102103104105106107108109110111112113114115116117118119120121122123124125126127128129130131132133134135136137138139140141142143144145146147148149150151152153154155156157158159160161162163164165166167168169170171172173174175176177178179180181182183184185186187188189190191192193194195196197198199200201202203204205206207208209210211212213214215216217218219220221222223224225226227228229230231232233234235236237238239240241242243244245246247248249250251252253254255256257258259260261262263264265266267268269270271272273274275276277278279280281282283284285286287288289290291292293294295296297298299300301302303304305306307308309310311312313314315316317318319320321322323324325326327328329330331332333334335336337338339340341342343344345346347348349350351352353354355356357358359360361362363364365366367368369370371372373374375376377378379380381382383384385386387388389390391392393394395396397398399400401402403404405406407408409410411412413414415416417418419420421422423424425426427428429430431432433434435436437438439440441442443444445446447448449450451452453454455456457458459460461462463464465466467468469470471472473474475476477478479480481482483484485486487488489490491492493494495496497498499500501502503504505506507508509510511512513514515516517518519520521522523524525526527528529530531532533534535536537538539540541542543544545546547548549550551552553554555556557558559560561562563564565566567568569570571
Fihrist
Lügat