TEMYİZ MAHKEMESİ RİYASETİNE
Afyon Mahkemesinden hakkımızda sadır olan haksız
hükmün temyizen bozulması üzerine yapılan duruşma-
mızda beni yine konuşturmadılar. Hakkımızda üçüncü
bir şiddetli iddianameyi bize dinlettirdiler. Hem yanıma
kimseyi bırakmadılar ki gelsin yazıyla bana yardım etsin.
Yazım noksan olmakla beraber hasta halimle yazdığım bu
şekvamı bu zamanda hakkımda iki defa tam adalet eden
makamınıza bir lâyiha-i temyizim olarak takdim ediyorum.
بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ
Haşirdeki mahkeme-i kübraya bir arzuhaldir ve dergah-ı ilâhiyeye bir şekvadır. Ve bu zamanda mahkeme-i temyiz ve istikbaldeki nesl-i âti ve dârülfünunların münevver muallim ve talebeleri dahi dinlesinler!
İşte, bu yirmi üç senede yüzer işkenceli musibetlerden on tanesini âdil Hâkim-i Zülcelalin dergâh-ı adaletine müştekiyane takdim ediyorum.
Birincisi: Ben, kusurlarımla beraber, bu milletin saadetine ve imanının kurtulmasına hayatımı vakfettim. Ve milyonlarla kahraman başların feda oldukları bir hakikate (yani Kur’an hakikatine) benim başım dahi feda olsun diye bütün kuvvetimle Risale-i Nur’la çalıştım. Bütün zalimane taziblere karşı tevfik-i ilâhî ile dayandım; geri çekilmedim. Ezcümle:
Bu Afyon hapsimde ve mahkememde, başıma gelen çok gaddarane muamelelerden birisi, üç defa ve her defasında iki saate yakın aleyhimizde garazkârane ve müfteriyane ittihamnameleri bana ve adaletten teselli bekleyen masum Nur talebelerine cebren dinlettirdikleri halde; çok rica ettim: “Beş-on dakika bana müsaade ediniz ki hukukumuzu müdafaa edeyim.” Bir-iki dakikadan fazla izin vermediler.