Bu parça benim kardeşlerimin müdafaatları içinde benim şakirdlik hakkım olarak yazılsın.
Said Nursî
(Son Posta gazetesine yazdıranların ve ihbar edenlerin ve mahkemeyi
mecbur edip bize ceza verdirenlerin iltibasları, sehiv ve yanlışları)
1- Yedinci Rica’da, Ankara kal’asında dört-beş ihtiyarlığın ve hilâfet saltanatının vefatı beni mahzun eyledi demiştim. On dört sene evvel Eskişehir Mahkemesi bu kelimeye ilişti. Ben dedim; saltanatın vefatı değil, belki hilafet saltanatının vefatı demişim. Siz bir “nun”u okumadınız. Sonra sustular.
2- Latin harfinin kabulü değil, belki Kur’an hurufunun dersinin men’ine yirmi sene evvel bir mahrem risalede itiraz etmişim.
3- Otuz-kırk sene evvel hakaik-i Kur’aniyeyi müdafaa için, bütün İslâm müçtehidlerine ve müfessirlerine ittibaen, Kur’an’ın irsiyet ve tesettür hakkındaki sarih ayetlerini tefsirim ve dört-beş defa hükûmetin tedkikinden geçtikten sonra bize iade edilen yalnız Tesettür Risalesi bahanesiyle, kanunen değil belki kanaat-ı vicdaniye ile bana hafif ceza çektiren ve mürur-u zamana uğrayan ve af kanunları gören ve Denizli ve Temyiz Mahkemelerince beraet kazanan birkaç cümleye yanlış mana verip, bize ceza vermesini haklı gören Son Posta gazetesi düşünsün ki; ne kadar o neşriyatta hata var. Efkâr-ı âmmeyi aldatmamak lâzımdır.
4- Nur’un bir şakirdinin hususî kanaatini umum Nurculara vermesi ve birisinin hususî bir dostuna yazdığı âdi bir mektubu mevhum bir gizli cemiyetin