HATALAR
46.47. Kendi kerametine o kadar inanmıştır ki, ilâhî ve tabiî olan bir çok hadiseleri, kendisinin ve Risale-i Nur’un kerametidir der.
48. Risale-i Nur’un tokadı olarak vasıflandırmaktadır.
49. Muhtelif yerlerde olan zelzeleler ve seylablar, Risale-i Nur’un şiddetli birer tokadı olarak vuku bulmuştur.
50.51. Bu seylab ve zelzelelerden Risale-i Nur’un ve binnetice kendisinin kerametiyle kurtulmuşlardır. Ve masumlar ve çocuklar o belalardan zarar görmüşler. Said bunu izah etmemiş ve edememiştir.
CEVAPLARI
46.47. Bu hatasında birkaç vecihle yanlışı var. İlahî ve tabiî olarak iki kısma ayırmak ve tabiata da bir hisse-i icad vermek, dinde bir yanlış olduğu gibi; Risale-i Nur’a ve şakirdlerine gelen zulmün aynı zamanında zelzele gibi müteaddid hadiselerin tevafukları, Risale-i Nur’un makbuliyetine ve bir sadaka-i makbule hükmüne geçtiğine bir işaret-i gaybiyedir demesini tefahur zannetmek, iftira olduğunu herkes bilir.
48. Bunu müdafaatımda pek zâhir bir hata olduğunu isbat ettiğimiz gibi Risale-i Nur’un tokadıdır denilmemiş, belki Risale-i Nur sadaka-i makbule gibi belaların def’ine vesile olmasından o gizlendiği ve müsadere edildiği zamanda bazı belalar fırsat bulup başımıza gelir denilmiş. Bu ise, adalet-i ilâhiyenin bir tokadıdır.
49. Cevabı mükerrer verilmiş bir hatayı tekrar etmek, garazkârane bir yanlıştır.
50.51. Risale-i Nur’un mükerrer yerlerinde yazılmış ki, zalimlere gelen musibetlerde masumların telef olan malları sadaka ve vefat edenler de şehid hükmünde olduğunu beyan, bu yanlışını ve sathîliğini gösterir.