Dördüncüsü: Hissiyat-ı askeriyenin ve âdab-ı dindaranelerinin, muhalif telkinatın önüne sed çekmekti.
Beşincisi: Pek çok izam edilen Hasan Fehmi Bey'in katilini meydana çıkarmaktı.
Altıncısı: Kadro haricine çıkanları ve alay zabitlerini mağdur etmemekti.
Yedincisi: Hürriyeti sefahete şumülünü men’ ve âdab-ı şeriatle tahdid ve avamın siyaset-i şer’î bildikleri yalnız kısas ve kat’-ı yed haddini icra idi.
Fakat zemin bataklık ve dâm ve plân serilmiş idi. Ve en mukaddes olan itaat-ı askerî feda edildi. Üssü’l-esas esbab, fırkaların taraftarane ve garazkârane münakaşatı ve ceridelerinin belâgat yerine mübalağat ve yalan ve ifratperverane keşmekeşleri idi. Bu metalib-i seb’ada nasıl ki elvan-ı seb’a çevrilse yalnız beyaz görünür; bunda da yalnız ziya-yı şeriat-ı beyza tecelli etti. Zira fesadın önüne sed çekti.
Hem de yedi mukaddime düşünülse, her birinde şeriatın ism-i mübarekinin mucizesini gösterir. Sekiz-dokuz ayda ceridelerin neşriyat-ı müheyyicaneleriyle ve fırkaların cemiyetlere fedai yazmakla ve inkılâbı vücuda getiren zevatın tahakkümatıyla ve itaat-ı askeriyeye münafi olan hürriyet-i mutlaka efrada sirayetle ve âdâb-ı diniyeye muhalif zannettikleri şeyler bazı dikkatsizlerin efrada telkinatıyla ve itaat bozulduktan sonra müstebitler, mürteciler, dinde hassas muhakeme-i akliyede noksan olanlar iyilik zannıyla o bataklık zeminde tohum ekmeğe başlamasıyla ve devletin umum siyâsâtı cahil efradın elinde kalmakla ve bir milyona yakın fişenk havaya atmakla, dahil ve hariç müddeileri parmak vurmakla ortalık anarşistlik haline girdiğinden bu hadisenin istidat-ı tabiisi, herc ü merc ve