Kitaplar
Müdafaalar

   Tarihten altı-yedi sene evvel İstanbul’da ulemadan eski fetva emini Ali Rıza ve Elmalılı Hamdi Efendi gibi meşhur âlimlerin bir musahabelerinde Bediüzzaman üstadımın ilminin vehbî olduğunu, vaktiyle Anglikan kiliseleri başpiskoposunun ve Japonya’nın başkumandanının İslâm ulemasından sorduğu suallere cevap veren ve bütün âlimleri ilmiyle teshir ve hayrette bırakan ve yirmi seneye yakın bir vakitten beri dünyayı terk eden bu şahsiyetten bahsetmeleri, bende, muhitimizde olan bu zatı ziyaret etmek arzusunu uyandırdı.

   Evet, zamanın sefahet ve eğlencelerine kapılmış yirmi beş yaşında bir gençdim. İlk tahsilimden ve ebeveynimin terbiyesinden aldığım dinî feraizimi öğrenmek ve dinî akidemi kuvvetlendirmek ve nefsimi ıslâh etmek maksadıyla ve din serbestisini de bildiğimden muhitimizde bulunan bu yüksek âlimi fırsat bilerek ziyaret ettim. Hattâ ikametgâhının önündeki karakolun nöbetçisinden sordum; bana kapısını gösterdi. Serbest girdim. Elini öptüm; hayır duasını talep ile imanımı nasıl kurtarabilirim tenvir ve irşad buyurmasını Allah rızası için yalvardım.

   Konuştuğunu zorla anladığımı hissedince bir defter çıkardı, iman ve ahirete ait veciz cümleler dolmuştu. Mütalâa için müsaade istedim, harice vermiyordu. Nihayet ısrarlı ricalarımla iade etmek şartıyla almaya muvaffak oldum. Suretini çıkardım, iade ettim. İşte bu şekilde bir miktar Risale-i Nur, dünya ve ahiretimin selâmeti için kopya ettim. Bu ziyaretlerimde bana, ne cemiyetten, ne siyasetten ve ne de tarikattan bahsetmemiştir. Hatta dünyevî bir havadisi dahi söyletmedi. Daima, “İman ve ahiretinizi kurtarmaya çalışınız” buyurmuştur. Ve yanında beş dakikadan fazla durulmaması, kapıdaki ilânında yazılı idi. Müddeti geçirilirse, “Sen, safa geldin” diye savardı.

   Kanaatime göre Risale-i Nur; Kur’an-ı Kerim’in ayetlerinden tereşşuh etmiş; esrar-ı Kur’aniye temsillerle, mantıkî, edebî, felsefî cümlelerle yazılmış; her sınıf ve her tabaka halka, hak ve hakikati bir güneş gibi gösterdiğinden dikkatlice okuyan herhangi bir şahsın, bilhassa benim gibi bir mübtedinin cazibesine kapılmamasına imkan bırakmıyor. Çünkü, Risale-i Nur ifsad değil, ıslâh ediyor. Denizli Hapishanesi buna bir numune, müdür ve gardiyanları birer şahiddirler ki; lisan-ı hâllerimizi gören en azılı mahkûmlar en 

Hata Bildirim Formu
Sayfalar
123456789101112131415161718192021222324252627282930313233343536373839404142434445464748495051525354555657585960616263646566676869707172737475767778798081828384858687888990919293949596979899100101102103104105106107108109110111112113114115116117118119120121122123124125126127128129130131132133134135136137138139140141142143144145146147148149150151152153154155156157158159160161162163164165166167168169170171172173174175176177178179180181182183184185186187188189190191192193194195196197198199200201202203204205206207208209210211212213214215216217218219220221222223224225226227228229230231232233234235236237238239240241242243244245246247248249250251252253254255256257258259260261262263264265266267268269270271272273274275276277278279280281282283284285286287288289290291292293294295296297298299300301302303304305306307308309310311312313314315316317318319320321322323324325326327328329330331332333334335336337338339340341342343344345346347348349350351352353354355356357358359360361362363364365366367368369370371372373374375376377378379380381382383384385386387388389390391392393394395396397398399400401402403404405406407408409410411412413414415416417418419420421422423424425426427428429430431432433434435436437438439440441442443444445446447448449450451452453454455456457458459460461462463464465466467468469470471472473474475476477478479480481482483484485486487488489490491492493494495496497498499500501502503504505506507508509510511512513514515516517518519520521522523524525526527528529530531532533534535536537538539540541542543544545546547548549550551552553554555556557558559560561562563564565566567568569570571
Fihrist
Lügat