beyhude hem milletin, hem hükûmetin zararına o inadın kırılmasına çabalıyorsunuz? Haydi siyasî muhalif de olsa, madem tasdikinizle yirmi senedir dünya ile alâkasını kesen ve manen yirmi seneden beri ölmüş bir adam yeniden dirilip faidesiz ve kendine çok zararlı olarak hayat-ı siyasiyeye girerek sizinle uğraşmaz; bu halde onun muhalefetinden tevehhüm etmek divaneliktir. Divanelerle ciddi konuşmak dahi bir divanelik olmasından sizin gibilerle konuşmayı terk ediyorum. Ne yaparsanız yapınız, minnet çekmem.” dediğim, onları hem kızdırdı, hem susturdu.
Son sözüm: نِعْمَ الْمَوْلٰى وَنِعْمَ النَّص۪يرُ * حَسْبُنَا اللّٰهُ وَنِعْمَ الْوَك۪يلُ
Said Nursî
***
DENİZLİ AĞIR CEZA MAHKEMESİ RİYASETİ
YÜKSEK MAKAMINA
Ehl-i vukuf raporuna itiraznamedir
Sair merkezlerdeki ehl-i vukufların yanlış raporları buradaki ehl-i vukufu şaşırtmasıyla; buradakilere değil, oradakilere karşı hukuk-u hayatımızı ve Risale-i Nur’un namusunu müdafaa etmek için gayet hasta bir halde, yirmi dakika zarfında yazdım. Kusura bakmayınız.
1- Risale-i Nur’un mehdilik ve İslâm deccalı hakkındaki beyanatına, indî fikirlerle “mehdi ve deccal efsanesi” tabir ederek, hem Risale-i Nur’un mahiyetinden, hem İslâmiyetin ruhundan ne kadar uzak düştüklerine delil: اَعُوذُ بِاللّٰهِ مِنْ فِتْنَةِ الْمَسِيحِ الدَّجَّالِ diye olan Peygamber aleyhissalâtü vesselâmın duasına ve umum ümmetin vird-i zebanı iken, ona “efsane” diyen, İslâmiyetin mühim büyük bir hakikatını inkâr etmiştir.