İki Mekteb-i Musibetin
Şehadetnamesi
MUKADDİME
Vakta ki hürriyet divanelikle yâd olunurdu; istibdad, tımarhaneyi bana mekteb eyledi. Vakta ki itidal, irtica ile iltibas olundu, meşrutiyet de hapishaneyi bana mekteb yaptı.
Ey şu şehadetnamemi temaşa eden zevat! Lûtfen, ruh ve hayalinizi, misafireten yeni medeniyete karışmış, asabî bir Kürd talebesinin hâl-i ihtilâlde olan ceset ve dimağına gönderiniz, tâ tahtie ile hataya düşmeyesiniz!...31 Mart Hadisesi'nde, Divan-ı Harb-i Örf-i'de dedim ki:
— Ben talebeyim; onun için, her şeyi mizan-ı şeriatla muvazene ediyorum. Ben milliyetimizi, yalnız İslâmiyet biliyorum; onun için, her şeyi de İslâmiyet nokta-i nazarında muhakeme ediyorum. Ben hapishane denilen âlem-i berzahın kapısında dururken ve darağacı denilen istasyonda ahirete giden şimendiferi beklerken, cemiyet-i beşeriyenin gaddarane hallerini tenkid ederek, nev-i benî beşere irad ettiğim bir nutuktur. Onun için يَوْمَ تُبْلَى السَّرَائِرُ sırrınca, kabr-i kalbden hakaik çıplak çıktı; namahrem olan kimse nazar etmesin. Ahirete kemal-i iştiyak ile müheyyayım. Nasıl ki; bir bedevî garaibperest, İstanbul’un acaib ve mehasinini işitmiş,