Üçüncü Esas: Muhakemesiz medeniyet, Kur’an kadına sülüs verdiği için ayeti tenkid eder. Halbuki, hayat-ı içtimaiyede ekser ahkâm, ekseriyet itibariyle olduğundan; ekseriyet itibariyle bir kadın kendini himaye edecek birisini bulur, erkek ise ona yük olacak ve nafakasını ona bırakacak birisiyle teşrik-i mesai etmeye mecbur olur. İşte, bu surette bir kadın, pederinden yarısını alsa, kocası noksaniyetini temin eder. Erkek, pederinden iki parça alsa, bir parçasını tezevvüc ettiği kadının idaresine verecek; kızkardeşine müsavi gelir. İşte, adalet-i Kur’aniye böyle iktiza eder. Böyle hükmetmiştir. (Haşiye 1)
Dördüncü Esas: Sanemperestliği şiddetle Kur’an men’ettiği gibi; sanemperestliğin bir nev’i taklidi olan suretperestliği de men’eder. Medeniyet ise, suretleri kendi mehasininden sayıp, Kur’an’a muaraza etmek istemiş. Halbuki gölgeli, gölgesiz suretler, ya bir zulm-ü mütehaccir veya bir riya-i mütecessid veya bir heves-i mütecessimdir ki; beşeri zulme ve riyaya ve hevaya, hevesi kamçılayıp teşvik eder. Hem, Kur’an merhameten, kadınların hürmetini muhafaza için, haya perdesini takmasını emreder; tâ hevesat-ı rezilenin ayağı altında o şefkat madenleri zillet çekmesinler, âlet-i hevesat, ehemmiyetsiz bir meta hükmüne geçmesinler. (Haşiye 2)
Medeniyet ise, kadınları yuvalarından çıkarıp, perdelerini yırtıp, beşeri de