Hem meselâ, يُذَبِّحُونَ اَبْنَٓاءَكُمْ وَيَسْتَحْيُونَ نِسَٓاءَكُمْ Benî-İsrail’in, oğullarının kesilip, kadın ve kızlarını hayatta bırakmak bir Firavun zamanında yapılan bir hadise ünvanıyla, Yahudi milletinin ekser memleketlerde her asırda maruz olduğu müteaddit katliamları, kadın ve kızları hayat-ı beşeriye-i sefihanede oynadıkları rolü ifade eder. وَلَتَجِدَنَّهُمْ اَحْرَصَ النَّاسِ عَلٰى حَيٰوةٍ ۞ وَتَرٰى كَثٖيرًا مِنْهُمْ يُسَارِعُونَ فِى الْاِثْمِ وَالْعُدْوَانِ وَاَكْلِهِمُ السُّحْتَ لَبِئْسَ مَا كَانُوا يَعْمَلُونَ ۞ وَيَسْعَوْنَ فِى الْاَرْضِ فَسَادًا وَاللّٰهُ لَا يُحِبُّ الْمُفْسِدٖينَ ۞ وَقَضَيْنَا اِلٰى بَنٖى اِسْرَائٖيلَ فِى الْكِتَابِ لَتُفْسِدُنَّ فِى الْاَرْضِ مَرَّتَيْنِ ۞ وَلَا تَعْثَوْا فِى الْاَرْضِ مُفْسِدٖينَ
Yahudilere müteveccih şu iki hükm-ü Kur’anî, o milletin hayat-ı içtimaiye-i insaniyede dolap hilesiyle çevirdikleri şu iki müthiş düstur-u umumiyi tazammun eder ki: Hayat-ı içtimaiye-i beşeriyeyi sarsan ve sa’y ü ameli, sermaye ile mübareze ettirip, fukarayı zenginlerle çarpıştıran, muzaaf riba yapıp bankaları tesise sebebiyet veren ve hile ve hud’a ile cem-i mal eden o millet olduğu gibi, mahrum kaldıkları ve daima zulmünü gördükleri hükûmetlerden ve galiplerden intikamlarını almak için her çeşit fesat komitelerine karışan ve her nev’i ihtilâle parmak karıştıran yine o millet olduğunu ifade ediyor.
Meselâ, فَتَمَنَّوُا الْمَوْتَ “Eğer doğru iseniz, mevti isteyiniz. Hiç istemeyeceksiniz.”