insanların imanına sebep olmuş. Öyle de, bazı taşlar üstünde ve kabirlerde ve kabirlerin mezar taşlarında, hatt-ı kadim ile مُحَمَّدٌ مُصْلِحٌ اَمٖينٌ gibi ibareler bulunmuş, onunla bir kısım insanlar imana gelmişler. -1- Evet, hatt-ı kadim ile bazı taşlarda bulunan مُحَمَّدٌ مُصْلِحٌ اَمٖينٌ , Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâmdan ibarettir. Çünkü ondan evvel, zamanına pek yakın, yalnız yedi Muhammed ismi var, başka yoktur. O yedi adamın hiçbir cihetle “Muslih-i Emin” tabirine liyakatleri yoktur. -2-
Üçüncü Kısım: İrhasattan, Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâmın velâdeti hengâmında vücuda gelen harikalardır ve hadiselerdir. O hadiseler, onun velâdetiyle alâkadar bir surette vücuda gelmiş.
Hem bi’setten evvel bazı hadiseler var ki, doğrudan doğruya birer mucizesidir. Bunlar çoktur. Numune olarak, meşhur olmuş ve eimme-i hadis kabul etmiş ve sıhhatleri tahakkuk etmiş birkaç numuneyi zikredeceğiz.
Birincisi: Velâdet-i Nebevî gecesinde, hem annesi, hem annesinin yanında bulunan Osman ibn-i Âs’ın annesi, hem Abdurrahman ibn-i Avf’ın annesinin gördükleri azim bir nurdur ki, üçü de demişler: “Velâdeti ânında biz öyle bir nur gördük ki, o nur maşrık ve mağribi bize aydınlattırdı.” -3-
İkincisi: O gece Kâbe’deki sanemlerin çoğu baş aşağı düşmüş. -4-
Üçüncüsü: Meşhur Kisranın eyvanı (yani saray-ı meşhuresi) o gece sallanıp inşikak etmesi ve on dört şerefesinin düşmesidir. -5-