“On dört zat, sizlerde hâkimiyet edecek, sonra saltanatınız mahvolacak. Hem birisi gelecek, bir din izhar edecek. İşte o, sizin din ve devletinizi kaldıracak.” meâlinde Kisra’ya haber göndermiş. İşte o Satîh, sarih bir surette, ahirzaman Peygamberinin gelmesini haber vermiş. -1-
Hem kâhinlerden Sevad ibn-i Karibi’d-Devsî ve Hunâfir ve Ef’a Necran ve Cizl ibn-i Cizli’l-Kindî ve İbn-i Halasati’d-Devsî ve Fatıma bint-i Numan-ı Necâriye gibi meşhur kâhinler, siyer ve tarih kitablarında tafsilen beyan ettikleri vecih üzere, ahirzaman peygamberinin geleceğini, o peygamber de Muhammed aleyhissalâtü vesselâm olduğunu haber vermişler. -2-
Hem Hazret-i Osman’ın akrabasından Su’dâ bint-i Küreyz, kâhinlik vasıtasıyla, Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâmın nübüvvetini gaibden haber almış. Bidayet-i İslâmiyette, Hazret-i Osman-ı Zinnureyn’e demiş ki: “Sen git, iman et.” Osman bidayette gelmiş, iman etmiş. İşte, o Su’dâ o vakıayı böyle bir şiirle söylüyor: هَدَى اللّٰهُ عُثْمَانًا بِقَوْلٖى اِلَى الَّتٖى بِهَا رُشْدُهُ وَ اللّٰهُ يَهْدٖى اِلَى الْحَقِّ
Hem kâhinler gibi, “hatif” denilen, şahsı görünmeyen ve sesi işitilen cinnîler, Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâmın geleceğini mükerreren haber vermişler.
Ezcümle, Zeyab ibnü’l-Haris’e, hatif-i cinnî böyle bağırmış, onun ve başkasının sebeb-i İslâmı olmuş: يَا ذَيَابُ يَا ذَيَابُ اِسْمَعِ الْعَجَبَ الْعُجَابَ بُعِثَ مُحَمَّدٌ بِالْكِتَابِ يَدْعُو بِمَكَّةَ فَلَا يُجَابُ