etse ben sana iman getiririm, yoksa iman getirmem.” Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâm o hayvandan sordu. O susmar, fasih bir dil ile risaletine şehadet etti. -1-
Hem Ümmü’l-mü’minîn Ümm-ü Seleme haber veriyor ki: Bir ceylân Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâmla konuşmuş ve risaletine şehadet etmiş. -2- İşte bunun gibi çok misâller var. Hem de kat’î şöhret bulmuş birkaç numuneyi gösterdik. Ve Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâmı tanımayana ve itaat etmeyene deriz:
Ey insan, ibret alınız! Kurt, arslan, Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâmı tanıyor, itaat ediyorlar. Sizlerin hayvandan, kurttan aşağı düşmemeye çalışmanız iktiza eder.
İkinci Şube: Cenazelerin ve cinlerin ve melâikelerin Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâmı tanımalarıdır. Bunun da çok hadiseleri var. Numune için, şöhret bulmuş ve mevsuk imamlar haber vermiş birkaç numuneyi, evvelâ cenazelerden göstereceğiz. Amma cin ve melâike ise, o mütevatirdir; onların misâlleri bir değildir, bindir. İşte, ölülerin konuşması misâllerinden:
Birincisi şudur ki: Ulema-i zâhir ve bâtının tabiîn zamanında en büyük reisi ve İmam-ı Ali’nin mühim ve sadık bir şakirdi olan Hasan-ı Basrî haber veriyor ki: Bir adam, Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâmın yanına gelerek ağlayıp sızladı. Dedi: “Benim küçük bir kızım vardı. Şu yakın derede öldü, oraya attım.” Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâm ona acıdı. Ona dedi: “Gel, oraya gideceğiz.” Gittiler. Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâm o ölmüş kızı çağırdı, “Yâ fülâne!” dedi. Birden, o ölmüş kız لَبَّيْكَ وَ سَعْدَيْكَ dedi. Resul-i Ekrem aleyhissalâtü Vesselâm ferman etti: “Tekrar peder ve validenin yanına gelmeyi arzu eder misin?” O dedi: “Yok, ben onlardan daha hayırlısını buldum.” -3-
İkincisi: İmam-ı Beyhakî ve İmam-ı ibn-i Adîy * gibi bazı mühim imamlar, Hazret-i Enes ibn-i Mâlik’ten haber veriyorlar ki, Enes demiş: