Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâm, Ebu Bekri’s-Sıddık ile içtikten sonra, o hane halkı da doyuncaya kadar içmişler. O keçi kuvvetlenmiş, öyle de mübarek kalmış. -1-
İkincisi: Şât-ı İbn-i Mesud’un meşhur kıssasıdır ki: İbn-i Mesud, İslâm olmadan evvel, bazıların çobanıydı. Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâm, Ebu Bekri’s-Sıddık ile beraber, İbn-i Mesud’un keçileriyle bulunduğu yere gitmişler. Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâm, İbn-i Mesud’dan süt istemiş. O da demiş: “Keçiler benim değil, başkasının malıdırlar.” Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâm demiş: “Kısır, sütsüz bir keçi bana getir.” O da iki sene teke görmemiş bir keçi getirdi. Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâm eliyle onun memesine meshedip dua etmiş. Sonra sağmışlar, hâlis bir süt almışlar, içmişler. İbn-i Mesud bu mucizeyi gördükten sonra iman etmiş. -2-
Üçüncüsü: Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâmın murdiası, yani süt annesi olan Halime-i Sa’diye’nin keçilerinin kıssa-i meşhuresidir ki: O kabilede bir derece kahtlık vardı. Hayvanat zaif ve sütsüz oluyordular. Ve tok oluncaya kadar yemiyorlardı. Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâm oraya, süt annesinin yanına gönderildiği zaman, onun bereketiyle, Halime-i Sa’diye’nin keçileri, akşam vakti, başkalarının hilâfına olarak, hem tok ve memeleri dolu olarak geliyorlardı. -3-
İşte bunun gibi, siyer kitablarında daha başka cüz’iyatları var. Fakat bu numuneler asıl maksada kâfidir.
Dokuzuncu Misâl: Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâm, bazı zatların başını ve yüzünü mübarek eliyle meshedip dua ettikten sonra zâhir olan harikaların çok cüz’iyatından, iştihar bulmuş birkaçını numune olarak beyan ediyoruz.
Birincisi: Ömer ibn-i Sa’d’ın başına elini sürmüş, dua etmiş. Seksen yaşında o adam, o duanın bereketiyle, öldüğü vakit başında beyaz yoktu. -4-
İkincisi: Kays ibn-i Zeyd’in başına elini koyup, meshedip dua etmiş. O duanın bereketiyle, yüz yaşına girdiği vakit, meshin tesiriyle, bütün